2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1877
Okunma

Cebinden solgun bir anı çıkardı kız
"Gülmeseydik, çoktan ölmüştük"
- an la ma dı lar ...
Anılar, anların geçmişte kalmasıydı
Öyle boylu boyunca uzanırdı da bir köşede
Ölümsüz evlatlarının yolunu gözlerdi
Yazık-tı
- ve geçmiş zamanla anlatılmaya mahkumdu
"Beni unuttuğun an’ı yaz bir kenara
Hatırlanacak hikayelere yer açarsın
Unuttuğuna değer - geçer "
- geç me di...
Henüz bestelenmemiş bir şarkı var dilinde
En çok yağmurda seviyor saçlarının dalgasını
Yaralarından yarlar okşadığından beri
Kıymetsiz kucaklarla dalga geçiyor kız.
Menekşe rengi gözleri olan bir adam düşlüyor
Kahve köpüğü gözlerle oyalandığından beri
Toprağa eğilmiş, ağıt yakıyor:
Baharların gelmeyeceği malum.
"Ölmeseydik, çoktan gülmüştük."
Perdeler, güneşi uzaklaştırıyor başucundan
Artık sevmek, hiç gidilmemiş bir diyar
Kime koşsa, gittiği diyarlardan geçiyor yolu
Cebine büyük harfleri doldurdu kız
Sesine yabancı bir yalan iliştirip, susacaktı
Belli ki lazım olacaktı bir gün yeniden başlamak
Kanadından yakaladığı bir uğur böceğini okşadı
Önce uğuruna inandığı masalları unutacaktı
- ve uyanmak gibi soyunacaktı ilk yağmura
Anılar, terk edildikleri yerde durmuyordu oysa
Her gün ölmek bilmeyen bir çizgiye dönüyordu takvimde
Yarına teslim olacakken kız, geceye dönüyordu güneş
Anılar her anına mektup bırakmıştı terk edilmeden
Örümcek ağına tutunmuş bir göz yaşı kadar inatçı
Noktalara boyun eğmeyen virgüller kadar sonsuz
- ve tedavisi olmayan bir hastalıktı unutamamak
Ceplerini sokağa boşalttı kız
"Hafızamda geleceği sığdıracak yer yok."
5.0
100% (7)