12
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1690
Okunma


Simit sıcağım, pazar sabahım
Ah benim bodur boylu sevdiğim
Neden bu kadar beyazsın
Neden böyle kursağımda tadın?
Günaydın !
Annesiz bir kuş gibi uçuyorum
Tanımadığım gözlerin ufuklarına
Bugün yine tadım tuzum yok
Bir yerlerde sofram hazır
Çayım soğumaya utanmış
Her kapı ben sanılıp açılmış
Benim yerim, benim yurdum yok
Birileri kıyıya vurdukça
Üflüyorum köpüğünü denizlerin
Kurumuyor ırmakların yaşı
Ve yağmurlarda ağlayan çocuklar
Sokakları sunsam ellerine, susmuyorlar
Canhıraş koşturuyor günler beni
Sorsan ömür benim için var
Oysa ben ömürde bir oyuncak
Bayraklarımı yarıya indir bugün
Oynayasım yok.
Matem siyah giyinmiş bir martı
Seni düşündükçe, mavilenir gözüm
Kirli ellerle tutulmuş yakamda güvercin
Sahi, biraz fazla mı beyazsın?
Telaş içinde onulmaz kamburları
Öperek uyandırsın diye
Sıcak bakışlı, şifa niyetine
Bir pazar sabahı bekledim durdum
Bugün pazar,
Tadım tuzum yok.
İsmimi yankılı bir dağ yamacında
Çağıran çocukların adı, tesadüf.
Yılgın rüzgarlarda sallanan kokum
Korkak bir yabancıdan ibaret.
Zaferlerden vazgeçmiş
Kısık seslim benim.
Ah benim, yalnızlık çayım,
Gamzesiz kahkaham.
Günaydın !
Kimbilir hangi kalabalıkta kaybettin beni?
Hangi sese böldün geldim sanıp uykunu?
Ne kadar sürecek eşkalimi unutman?
Kaç pazar sabahı,
Demsiz çayın ve sen
Kahvaltıya bekleyeceksiniz?
Ölüsünü gizleyen kedi gibiyim
Evin yolu beni, ben evin yolunu unutmuş
Sevmeseydin beni, sıcak olurdu çayın
Keyifsiz bir pazara daha uyandın
Günaydın !
5.0
100% (27)