1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1262
Okunma
evet unutamadım seni hiç
ne geceleri, ne gündüzleri
ne başka kadınların koynunda,
ne uzakta, ne de iki kapı yakınında yaşadığım sokakta
ne oluk oluk akan şarapta,
ne de barların ıslak ve sidikli duvarlarında
ne bırakıp gittiğimde yaşadığım diyarı
ne de tükettiğimde sahip olduğum tüm varlıkları…
ama ben de
geceleri uyuduğunda rüyana gireceğim
kafanı nereye çevirsen beni görecek
o bal rengi şehvetli gözlerin
sabahları mahmur ve uykulu
yatak odandan aşağıya adım adım ineceksin
tam mutfağın köşesini döndüğünde karşına çıkacağım bilmeden
yüreğin hoplayacak korkudan
sanki karşında sevdiğin değil bir düşman
beni ilk gördüğün anı unuttun mu sevdiğim
bir not tutuşturmuştum eline sen çıkıp giderken
gece boyunca sarhoş sarhoş tanışmadan dans ettiğimiz mekandan
“herkesten üstün olabilirsin ancak kendinden değil”
ertesi günün akşam üstünde notum için teşekkür ettin bana
uzak bir ülkeye gidiyordum mesajı aldığımda
ve bir sonraki akşam, mideme doldu iblisin korkunç ağrısı
sokak lambasının dibine düşüp saatlerce kıvrandığım, bir de
ayıldığımda hastahanenin o soğuk, beyaz ışıkları kalmış aklımda
sonra aşk mı, şehvet mi… hiç yaşamadığım bir hisle bağlandım sana
ancak ölürsem kurtulacağım bir kabus gibiydi yaşadıklarım
sevmeden emdin sırrımı sabırla, ruhuma girip
korkmadan sana açtığım kalbimden
ne güçlüymüşüm, gerçekten
her şeye rağmen küllerinden doğdum
kıvrılıp öykündüğüm ölümden
evet unutamadım seni hiç
ne geceleri, ne gündüzleri
yıllarca tat alamadım sevgiden
hayran gözlerin ifadesini anlayamadım
ama ben de
seni yalnız bırakmayacağım
etrafındaki eşyalar hatırlatacak beni sana
her baktığında terkettiğim aynaya, yüzüm yüzüne karışacak
başkasından doğurduğun çocuk baba diyecek
aklına ben geleceğim…
mahallenin sokaklarında esen rüzgar
adımı fısıldayacak kulaklarına
ayrıldığımız günü hatırlıyor musun
bir birimizden uzakta
çok eski bir yara yüzünden gelememiştin yanıma
aniden saplanan bir kemik ağrısı tüm gün ürkütmüştü seni
nedense aynı günün akşamında
o korkunç ağrı tekrar girmişti mideme
ıssız gecenin içine atmıştım kendimi
geniş ve uzun kumsalda, dalgaların son nefesini verdiği hizada
çıplak bir kadın heykeli yapmışlardı, göğsü ipiri
ağzında kocaman bir delik vardı, her şeyi yutacak gibi
büyük bir dalga gelmişti geçmişti üstünden
ve sular çekildiğinde silik, flu bir ifade kalmıştı geriye
birden seneler önce benden gizli gömülen dedem gelmişti aklıma
ölümüne o gece, doya doya ağlamıştım
odama geri döndüğümde sabaha kadar ağrıdan yatakta kıvranmış
iblisi içimden çıkarmıştım
işte böyle sevgilim
unutamadım seni hiç
ne geceleri, ne gündüzleri
aşkı unutamadığım gibi
5.0
100% (6)