6
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2016
Okunma

Pempe bir mutluluk planı değil hayat
Kolay değil, var olmanın acısına katlanmak
Doğduğun günle başlayan kavgaya
Hiç durmadan emeklemek
Bilmediğin bir yolda
Seveceksen, koca bir çınar gibi seveceksin, evet
Sabırla
Çınarın toprağa sarıldığı gibi
Yavaş yavaş ve büyük bir güçle
Sarılacaksın sevdiğine
Yıllar söküp atamayacak seni yerinden
Gövdeni kesip alsalar bile
Köklerin hep bağlı kalacak aşkına
Aşkın heybetli, ömrü uzun olacak
Korktuğunda gölgene sığınacak sevgilin
Dalların yuvanı kuracak
Güven vereceksin ocağında beslenip büyüyenlere
Kışları yavru tomurcukları koruyacak yaprakların
Yazları gölgende serinleyecek çocukların
Seveceksen ulu bir çınar gibi seveceksin, evet
Bıkmadan, sapasağlam
İyi günde, kötü günde
Asalak böcekler dadanacak kapına
Zor günler göreceksin yıllar geçtikçe
Zehrini akıtacak kimi mahluklar
Kimileri kanlı parmaklarını yalayacak kuytunda
Sen sonsuz bir çınar gibi emin
Değişeceksin, pisliğe bulanmış kabuğunu atıp
Gövdeni saran örtünü yenileyeceksin
Doğmuşsan, hiç durmadan emekleyeceksin
Hayatın yükünü taşıyacaksın korkmadan
Dizlerin sızlayacak akşamları
Her doğan günle doğacaksın yeniden
Gövden terlediğinde
Islanmadık yer kalmayacak teninde
Akşamları doklara sızacak
Yorgun demircinin çekicini alacaksın elinden
Ölümüne vuracaksın yenilmez görünen çeliğe
Avuçaların kanayana, parmakların kırılana dek
Vuracak vuracaksın, bakırı demirden ayıracaksın
Hiç uyumadan geçeceksin simitçinin yerine
Hamurun harcında yumuşayacak
Rahatlayacak kasılmış parmakların
Boğazın sabah serinliğinde
Mutluluğu adidas pijamayla dolaşmak zanneden erkencilere
Çay yanında susamlı simit sunacaksın
Ve çayı yudumlarken
Göklerin en kızgın günlerinde bile
Sarp yamaçlarda hiç durmadan
Çay toplayan işçiler gelecek aklına
Dalacaksın ürkekliğine hayalin…
Yanından geçen teknenin motor sesi
Ağlardan gelen deniz kokusu
Balıkçının güneşten kararmış teni
Gözlerine karışacak kırışmış kısık
Masmavi deniz gözleri…
Fırtınada çıkacaksın ilk ava
Dalgalar "bağır bağır" bağıracak etrafında
Tek bir iğneyle tek tek tutacaksın balıkları
Sonra
Balığı öyle çatal bıçakla değil
Kılını kılçığını ayıklamadan
Başıyla gözüyle kemiğiyle yiyeceksin
Mangalda kömürü harlarken
Onun tozunu yutanı da anmadan geçmeyeceksin
Fersah fersah toprağın altında
Kara dehlizlere ineceksin
Ölümün namlusu şakağında
Kayaları deleceksin Kerem gibi
Bir top ateş için bile olsa
Varlığını armağan edeceksin
Tek kalmış bir dosta
düşüneceksin…
biz nedir diye soramadık kendimize
nerden geldik diye düşünemedik hiç
yaşamaktan vakit bulamadık
hayattan hesap sormaya
ne de hayat hesap verdi bize hiç
ne zevkimiz vardı dinlenmeye
ne de halimiz
uyuyamadık, yığıldık
koşamadık, yuvarlandık
denize girmek için, boğulmamız gerekti
kırda gezmek için sonbaharda
düşen yaprakları toplamamız
biz inanmadık, korktuk
bizim sevinçten ağlamak için
dayak yememiz gerekti
biz secdeye duramadık hiç
kalbimizi rahatlatamadık
çelme taktılar, kafamızın üstüne çakıldık
alnımıza toprağın izini çalıp
mümin dediler
aldandık
fakir dediler
alındık
asker dediler
saklandık
Evet
Seveceksen, koca bir çınar gibi seveceksin
Sabırla
Çınarın toprağa sarıldığı gibi
Yavaş yavaş ve büyük bir güçle
Sarılacaksın hayata
Yıllar söküp atamayacak seni yerinden
Gövdeni kesip alsalar bile
Köklerin hep bağlı kalacak
Yaşamın yeşerdiği tek dost
Bu Kara Toprağa.
M. Sami Akbeniz
photo by M. Sami Akbeniz© (Kayalar Köyü, Çanakkale)
5.0
100% (8)