sen kan-ter içinde uyurken hayata
ben kaçak tütünle sarıyorum hasretini..

yüreğinin kılcallarına dokunuyor parmaklarım
dilimde öksüz bir gece bekliyor
ruhum katıksız bir dilenci..

ağlıyorum sanma güpegündüz
üstelik çarşılar dolusu kıyamete sokulmuşken öfkem
yürüyorum çocukluğumun malabadi köprüsünde
sende uykusuzluk
bende telaş
hani "iyimser bir gül" dermiştin ya..
bak yine
yorgun bir sevdanın ayak izinde gölgelendikçe şiir
mahzunlaşıyor imgeler..
kimi bir dizeyi alıp sakladıklarıma katıyor,
kimi de cebimdekilerle beraber denize savuruyorum
ahh toprak öyle zenginsinki
her avuçladığımda yoksullaşıyorum..
omuzlarımıza çöreklenmiş milenyum,
ısrarla peşimizde..
hangi sokağa dönsem acı, yalan ve isyan,
tez vakit dökülüyor gecenin nemli gözlerine..

bir cinayete iz sürmenin
sırası mı şimdi mavi, diyeceğim ama
durma yaklaş!
geçmiş, gelecekten umut fısıldıyor..


/bazen özgün sözcüklerini de alıp götürür yaşam,
öksüz bir yüreğin kapısını ansızın çalmak için../