...


dillerinde paşanın abdest suyu
kasım kasım kasılarak
çöreklendiler toprağımıza
kusa kusa bitiremedikleri tek şey,
vicdansızlık!


paraya endekslenmiş
din ve ahlak dersinden
bir de sosladıkları vatan teranesinden
demagojik nutuk/lar kazıdılar yazgımıza
en çok da çocukların nefesi kesildi
puştluk karargahında
başta bahar olmak üzere
yoklamaya çektiler mevsimleri
ve kalleşliğin ismini bahara eşitlediler

artık mazgallara sığmıyordu
ne mezopotamya ne anadolu..


günlerden bir gün zıpladı çıyan;
-“bundan böyle her şey ulemaya sorulacak!”

peşisıra geveleyen müritleri;
-"padişahım çok yaşaaa"


nam_ı diğer mirasyediler,
ellerini ovuşturmakla meşgulken
çıyanın kurtlarla dansına imrendiler
uzayıp giden belaltı vaazlarıyla
ağaçları kökünden söktüler

ucuz kokularla yağmaladıkları kentler
pahalı korkuların idamesinde
giderek ve eksilerek
kısaldı, küçüldü, kimsesizleşti



ta ki
evladının kemiklerini bekleyen
her cumartesi, kendi külünden doğana dek..!