8
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2264
Okunma

Bir nöbetçi dikmiştim sözlerin kalın ahşap kapısına
Hırçın olanları kilitledim asma kilidi büküp kıyısına
Yağ satarım bal satarım der döner şimdi eski oyununda
Ustası ölse bile pembeleri satsın diye hep yanaklarında
Anılar kovalar babacığımın sesi atölye bahçesinde
Neşeli sesler yükselir hele bir tanesinin hikayesinde
Kağıt fenerler erkek kuvveti ister kızlar diğerlerinde
Öyle zevklidir ki rengarenk uçar gider karalar zihninizde
Sonunu getiremediğim sözler erir gider içerimde
Bak ömürler geçiyor kambur yükü yaşam üzgün sesimde
Rengarenk kağıtlar bambaşka gezegen o ellerimizde
Rüya gibiymiş meğer şu hayat kısacık imiş serüveninde..
YAŞLANDIK GİTTİK AMA
DELİ KIZ
ANILAR TAPTAZE HALA
SANKİ DÜN GİBİ
ASLA ÖLMEYECEK
HATIRALARDA
ÖLÜME
YAPILACAK BİR ŞEY YOK
RAHAT UYUSUNLAR
ARKALARINDAN OKUNACAK
O GÜZEL
DUALARDA
USTASI ÖLDÜ İŞLERİNİ PEK YAPMADIN AMA
GÜLÜŞLERİNİ ŞAKALARINI DEVİR ALDIN ONUN
ŞU ZALİM ÖLÜM KAPIYI ÇALANA KADAR
BIRAK TIR MA SIN DA YAŞAM ASLA
yine kayıp sayfalarım işte
şiir kıyısından akan yaşam ile...
5.0
100% (8)