15
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1527
Okunma

Saçlarını Her Gece Irmaktan Çalan
Ben bir sardunyadan ne mi beklerim?
Elbet gününü gün etmez tespih derim
Ağırlığında fincanın içildikçe buharlaşır hatır
Bunu bilirim
Gece esnerken bir kadını yırtar içimde
Eskirim – eskilim.
O yağmurları sen de gördün mü?
İnsanı insana ait kıldırtma arzusu uyandıran
Sert tekmeyle devrilen sert sehpa
Neyi anlamlandırır ki kuyuların sessizliği?
Oradasın, değilsen bile
İçimde bu tanımın
Penceresini yola doğru tutmuş bir gülüştür
Yüzünden ayrılan
Ki- anlarım
Sabah bir anne gibi kokar
Her kandan tutulduğum ân
Zindanıma vurur çılgınlığın döğüşleri
Kendi kırbacımı isterim tanrıdan
Sevişen yalnız nedir
Bakışların çaresizliğinde duran ihtimali
Bana ne verebilir?
Yarısı yenmiş bir çikolata
Yarısı yenmiş bir hayatın çocuklara sunulduğu
Nasıl ifşa edilir?
Bir telefon hakkım olsa şu ân kimi aramak isterim
Hastayken veyahut uyurken kim beklemeli ayaklarımın ucunda
Bir tozdan bile umut arıyorken aptal
Yağan üzünç kimi getirir başına?
Uta:
Kibritleri alınmış bir şehirde
Mektupların ucu neyle yanar?
Çok küçültülmüş, delgiler miydi insanı sıcak tutan
Aşk mıdır? Yoksa ilk insan-
In varlığı diye unutulan.
Dağsam, yıldızım da olmalı
Yıldızsam, en az bir kez toprağa basmalı ayaklarım
Neresi dönencemdir
Hangi burç karşılar uğrumu
Neden her yol sensiz uzak?
Bilmeliyim bunu.
Her gece yatmadan babamı hangi savaştan getiriyorum
Ganimetimiz ne bizim
Eksiğimiz mi mutluluk
Yoksa yok mu? Boşuna mı
Bunca gürlüğü başına toplamak
Hangi şarabı aceleyle içiyorum
Ararken aranılan
Mevsimleri ikiye bölen zaman mı
Onları dilim dilim doğrayıp tattıran
Deniz dalgasız ne işe yarar ki
Sallanmalı insan
Savrulmalı çoğu zaman
Bak bir kadın geçti içimden
Yvas:
Günü gelir konuşulur
Susulan ne ise
O akşam da o akşam oldu tirşe
Kimi sergiler eski vicdan
Nereye hesap ödenir? Önce bilmeli
Kim
Kimde ne kadar kalır
Neyi anlatmaya gelmiştir insan
Kaç aralıkla vurulmalı
Ufka bakarken acıyan yerim
Bir parmak en uzak nereyi gösterirse
Oraya kadar oturup beklemeli
Kırgınlığını sal yapmış bir kuş geçer
Geçmesine de üzünç bırakan bakakalır
Ateş ve taştan.
Soğuyan
Bedenin fikir taşı
Güzelliğine aldanan hurma ağacı
Benim kıblem gözlerimdir
Gözleridir onun da haçı
Soğuyan öncesi soğuk değilse
Nereye oturtulmuştur incelik
Ahu yorgun sineklerin kurgusu mu
Pis kan örtebilir
Gece, annelerin hasta oğl’arına
Yaptığı ıhlamur kokusudur çoğu
Bir kerecik üşütür kalp
Sonrası yalnızlığa tekrir.
Kalbile:
Comanche tıngısında kösnümüş geciken
içimdeki buzu eritmişim sana
o sırada çürürken kollarım
kalan tek meyvemi sana vermişim
beni benden iyi hatırlayanlar söyler bunu-
sonra çizmişim omuzlarını
tam oturtmuşum güne
saçlarım uzamış aklım uzamış
yalnız şu husus doğru ki
kadınlar memeleriyle büyür
şehrin en ufacık memesiyle aşağılanmışım.
299, 792, 458 m/sn:
üşüyen çocukluğumdur sana burnu benzer
bir halk kalkar içimden her sabah
sloganlar atarken beynim
olağanla olanı yaşama arasındaki farkı düşünürüm.
yaşıtlarımı bitirdim şimdi çağ atlıyorum yalnızlığımla
gözlerimi akıttığım son yerden geri gelmedi
hiç üşenmedim bir çırpıda yaşamaya
ilkin öldüm. bir huzur doğdu kanımda
şimdi üçe kadar sayıp atladığım her yerden
yağmurları anımsarım
aceleyle seviştiklerim gelir aklıma
titrek bir mumdum zamanında
şimdi kar’a dan sorulurum
ışığımdır varlığım
dalgalarmış bana ne oradan oraya…
Bir bilsen iz
Dir yaşam!
Payanda
---------------------
Müslüman Âleminin böyle mübarek ve anlamlı bir gününde, günün seçkisi olarak gördüğünüz için teşekkür eder, bayramınızı kutlarım.
Geceniz olsun.
5.0
100% (28)