8
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2946
Okunma

Kapının her çalışında koşmaktan yorulunca
Boyun eğdim duygularımın yalnızlıklarına
Anılara bir yumak halinde biriktirdiğim hüzün
Üşümesin diye kapı ağzından alıp
Ruhuma ekip tomurcuklandırdım
Şimdi tenimde açan
Tek koku o.
Sormayın bana
Dönüşlere umut kestiğim an
Zamanın önünde eğilirken
Sessiz bir veda töreninde
Üzerime giyinmiş hatıraları
Çerçevelerinden çıkartarak
Ayakta kalan yıpranmış duvarlar dedim
Tükensin yıkılsın dağılsın diye
Çatlaklardan sızan aşk ateşine
Titreyen ellerimin arasında ateş yaktım
Çatırdayarak yandıkça kanayan yaralarıma
Dopdolu bir sessizlikte
Eski sandığımın içi tuzlu gözyaşlarıyla yanına oturdu
Derler ya ah şuranın dili olsa da konuşsa
Bir ömürlük aşkla çalınmış bu yüreği
Hangi şiir hangi kitap anlatabilir ki
Her siluetin kokusunda gözlerini kapatıp
Yüreği fırlayacakmış gibi atan
Sanki onun kokusunu bedenini okşar gibi
Kayıyor ay saçlarına gök kubbeden
Taçlanır virtüözün sonatı
Ve siyah-beyaz notalar arasında
Koyuverir kendini bırakmışlıkla
Uçmaya başlar farkına varmadan
Ruhunun tüm sesleri tek bir sonat
Müzik taş duvarlara tırmanıyor
Taşıyor kubbeyi
Müzik bittiğinde
Notalardan çıkan son sözler sevgiliye yol verirken
Yana bir tende gözler sırılsıklam...
Yaşadığı bu bekleyiş sone erer mi?
Zamanın önünde eğilse bile
Evet, şimdi biliyorum ki!
Her gün kaldırımda yürüyüp sana veda etsem de
Rotayı değiştirmekle duygularımı değiştiremeyeceğimi
Her nereye yolculuğa çıkarsam çıkayım
Aşkın sessiz tanığı gölgen bedenimde
Hüzün pusulası sesimde yankılanır...
Ümmühan YILDIZ.
5.0
100% (3)