2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1038
Okunma

Hayatı anlamaya gelen büyük adamların sofralarında
anlamadan gidenlerin umursamazlığı böler kimi zaman
uzun yolların ardınca
uzun ceset ağrılarını
uzadıkça hiç kısalmayan baş ağrıları tutunur çemberine hücrelerin
Haddizatında hayvandır insan
ama hiçbir hayvan insan olamaz nedense
gözleri ufalır öfkenin
kimi zaman en büyük gaftır devrim
kendini değiştirmeden, değiştirmektir dünyayı laf
af diletmeden yaşamın gizine
Genleşir damarlar
ruhun kabına sığmadığı maninin sahiliğinde
kırılır porselen düşünceler plaka plaka
titretirken gecenin ayazı, karsız
ölümler var etmeye devam eder yaşamak arzusunu
Çaresiz kalmanın en kolay yoludur incitmek
bildiğini sanıp, aslında sadece düşlemek
O sofra
bağdaş kurmuş kargaların gözyaşlarına tanıklık ederken savaşları
hiç de yağmurda ıslanmaya benzemez yalnızlık
Yavaş yavaş erirken zaman avuçlarında
kimi zaman yelkenli
yürürken asil bir karıncanın ayaklarıyla
sevgi bile, sevdiğini sarmadan mutlu etmez duaları
Öyle de aşkın başı döner
bir uçak daha şehre iner
bir tren daha geçer
bir şarkı daha biter
her cesedin son cümlesi oluverir ’ah’
biraz daha kirlenir dünya
biraz daha kırılır ayna