3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
960
Okunma

Öylesine düşer kelimeler, kendi boşluğuna....
Dert düşmüş gönül bağına
Amansız acıların ertesi sarmış bedeni
Sarmış da dağlamış ciğerleri
Zamansız vururken ömrün güncesine
Sessiz günlerin hikayesi
Ağrıtır esmer bedeni, salmışken sızısı bağrına
Tarifi olmaz ki hayatın
Bir bedende bin leke
Silinmez hiç bir dilde
Katran karası günlerin, izinsiz savaşçısı olur insan
Gülümsemeler eksik yüzün isyanı başlar usulca
Çelimsiz adımların yerini alırken, güçsüz adımlar
Ardından duaya başlar insan
İnsafsızlığına yaşamın, aldırmadan
Suyun yüzüne çıktıkça, intikamı alınmamış
Yarım kalmış sevmelerin bedeni
Kokusunu salar acının güncesi
Doğuştan vurmuşsa kader denen tellalın tokmağı hayat baharına
Çoktan yol alınmıştır, eskitme kokmuş bir dünyaya
İsyan bu ya, dil söyler kalem yazar
Onca birikmişlikler, garip dünya ya yol açar
Kilidi olsa ömrün, insan kaç vakit acıya kapı açar
Sustukça yürek kanar
Kanadıkça kırmızı yarınları boyar
Sessiz haykırışların, kaleme küstüğü vakitlerde....
s.ç
5.0
100% (9)