3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1033
Okunma
Kuşlar Vardı Bilirsin
Kuşlar vardı, kuşların saltanatı
ve git diye söylemlerin..
akşamın kırıldığı yerden çektim ellerimi;
zaman babam olsa belki acımazdım.
şerbetli gözlerin sulara döküldüğü,
denizin tatlı tatlı ağladığı
uzun sokak lambalarının gün batımı
hissi verdiği o gecede;
ki gece lambaları bir kadın için sevişmeyi kolaylaştırır
o gecede sana saplanmış bir ayna gibi
paramparça dağıldım dokularında
(sondu bu ilk olacak kaygısı!)
hızla kan kaybediyordu deniz!
müşküllenirken her sesten yalnızlığımla
oturup kalktığım dağın ismini ben koydum
ve zorladım siyah tavşanları
bir çocuk uykusu olmaya!
senin sesin trenden önce gelir nasılsa
bütün tabiat uyurken aklımda!
(unut beni sayı saymayı bilmeyen çocuk gibi...)
Kuşlar vardı, hani zarfın içine koyduğun
son görüşme bu! dedi gardiyan,
kalbimi tutuklamayın diye yalvardım onlara;
arz ettim emretmedim bakışlarına.
kor sular çalan sâkin bir meltem
elinde votka etkisiyle çarpan sonbahar
bana bu aşkı kedilerden bıraktı!
ay marttı, belki çok suskundum Allah’a!
(patlar gecenin mor halkalı gözleri, sana uyanırım bir sabah)
yürüdün, adımların sayılmıyordu
pembe bir sigaraydı hayat:
dumanını yutuyordum.
kor boğazımdan bir iki sözcük geçecek oldu
yutkundum, ağzımda ölü kuşlar varmış
ben onca ayrılığın saltanatını da gördüm
ördüm ağzını tam uygun ağzıma
içimi içine misketcesine döktüm. (çocuktum olsun o kadar!)
ipince kıyıları vardı gülüşünün
ben gittim en derin koyda öldüm
sen kuşları serbest bırakmışsın
ben onlarla bir gömüldüm!
(bu şiirin sonunu haydi mezar taşıma istediğin gibi yaz!)
Payanda
5.0
100% (7)