6
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
2050
Okunma

“kimse temizim demesin
Kim kimin kalbinde acı
Kim ötekinin yarası
Kim kimliğinde yabancı
kimse,kimse temizim demesin kimse”
Irmak boylarından geçip aynı denize dökülen sulardık
Çok tuzlu deniz olduk
Susadık sonrasında….
Kaşlarımda öfkeli kalabalık
Çatıyor durmaksızın sükunetime
Dilime küfürlü söylenceler dolandıkça
Ki …eski tadında değil konuşmaklar gülmekler sevinçli ağlamaklar
Soruyorum sürekli yerin yedi kat dibine giren çaresizlikle
Ne zaman küseceğiz şiirin hamuruna haram bulaştıranlara?
Ne zaman dilimizin altında küflülenen soru imleriyle avazlanacağız secdesi kin kıblesi vahşet olanlara?
Ellerim mi sızlanan mısra bentlerine
Yoksa tercümanı mı yüreğimin
Daha demin kapanmıştı yüzüme
Ahımı mı döküyor kalbimin derininden
Ki….Acı çığlıklar mırıldanıyor bir gizli dilden…
Ölüme açılan perdeler güneşi kararttıkça
Gece vicdansızca vuruyor merhametin topuklarına
Yıldızlar boyun bükse de kayan eşlerine
Ay gurbet türküsünü hazin hazin susuyor
İtiyorum gözlerimle tüm yapay gülüşleri
Cesetler üzerine eğilen analar çoğaldıkça
Kimi alt yazılı kimi türkçe ağıtlandıkça
Kekemesi oluyor yüreğim hükmün ölüm cenderesinde
Bir hançer dönüyor durmaksızın ciğerim oyarcasına…
Bıra mehmet bre baran
Ayrılmazken iki kol bir bedenden
Bilmez misiniz ayrı ayrı ölmez
Kol kafa bacak beden
Düşerse bir düşer toprağa azalar tümden
Bir ağızdan okunur fatihası düğmeler iliklenir
Avuçlar göğe açılırken…
Analar buz kesiği sesleriyle…
Yırtarken dizlerinin derisini
Dalsız duldasız gölgesizliğe haykırıp
Ölüm mıhlanıyor esmanın kuramıyla alın çizgilerine
“inna lillahi ve inna ileyhi raciun”
Tüm sözcükler anadan üryan ve gölgesiz iken
Bir bulantı geçiriyorken vede tüm cümlecikler
Kalmadı hayalden gayrı gerçeğimiz
Can tüter anaların yüreği
Gayrı ardımızda sesimiz
Eksilmez kederimiz…
Elif aşkına!
Dilimin namlusunda üryan sözcükler boğum boğum sıktıkça boğazımı
Binlerce ölümün nasırlanan kabuğu altında yıllardır ölüyorum…
Siz uykunuzda dualara yüz sürün hâlâ
Gayrı yüzüm ölümden utanıyor…