14
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
2827
Okunma

İçimden her gün, belki bir gün, sesimi duyar diyerek
Kıyısına ulaşamayan dalganın peşinde
Sırrına saydam siluetin rotasına taşındı gönlüm
Her gece beyaz duvarlı evimizin penceresinden
Yarın bir umuttur, umuda ’’Umuttur’’ diyerek
Yürüdüm düşlerimde türkuaz yeşili ırmaklarda
Aşağıdaki iskeleye halka halka efsun bıraktım
Kader rüzgârsa özlemi demledim ırak boylara
Dikensi çalıların arasında ellerinin kokusuyla,
Tırmanırdım özlem dolu tepelerin yamaçlarını
Kekik kokusu gelirdi burnuma ellerim kanarken
Yüreğini kazıdığım adına adanmış her ağaca
Sarılırdım sımsıkı sana sarılır gibi
Burası bizim evimiz,
Bizim köyümüz
Bizim kokumuz
Dönersin, dönersin dedim…
Soluğum kesilirdi,
Gemiler yanaştığında iskeleye
Koşuştururdum herkesten önce
Mırıldanırdım yüzlerce kişi içinde
İşte geldi işte geldi derdim
Bir kadın çığlık çığlığa sarılırken sevdiğine
Sen yine yoktun…
Ve ben,
Yükselen uğultulu seslerde
Diz çöküp yaslanacak bir duvar arardım
Ezilirken yüzlerce kahkaha altında
Zaman aşınırken,
Kayaların üstüne kurulmuş derme çatma iskelede
Yol tutuşlarında sayısız gemiler geldi geçti
Her günkü gibi bugünde
Gün dönerken yokluğunun üzerine
Yerle gök ,gökle deniz duydu sesimi
Bir tek sen duymadın
Giderken,
Göz açıp kapayana kadar geçer
Sayılı gün demiştin ya !
Kavuşmak tutkusuyla savrulduğum uzağa
Kaç iklim geçti, kaç yıl…
ÜmmühAN YILDIZ.