2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1344
Okunma
GÖZLERİNDE H/AKSIZ ZULÜM
(Bu kör kanama
Göz değmemiş müstakil yalnızlıktan
Mürted ellerle betonlaşmış bir gezegenin yüzüne sağanak bir b/akıştır...)
Loş bir çıkmaza kurdum uykusuzluğumu yine
Yitik ömrümü limelenmiş yıllar geçsin.
Delice çaldığında gözlerimde hüzün
Bırakın!
Küt diye berzahta çakılı kalsın kısık nefesim...
Yüzünü adımlarken dilim
Heybemde mümteni bir düş
Adımbaşı ardımdan sarkan zoraki gülüş
Kaleme sıçrayan baldıran tadında lekeli sözcükler
Bir ölüme vurulduğunda her hece
Yürür sözlerim nar-ı divâne.
Visal orucu susuzluğundayken cihân
Bozar bu nefesi avare hisler
Susarım...
Çok uzaklarda el değmemiş Reyyân.
Göz çukurlarımda kadın çığlığı
Bağdatta kancıkça yağmalanmış öksüz sevinç
Beyrutta hüzün...
Ve Filistinde kurşunlanan kimsesiz bir sürgün.
Kayan sarhoş zamanlar gibi
Baltalanan günahsız düşlerim gibi
Bir sek/sen vurulduğum gözlerin gibi
Aşk gibi
Can gibi
Damarda durmayan zifir bir ağıt gibi...
Ey saçlarına ölümsüzlük iliştiremediğim ela bakışlı muamma!
Bilmezsin...!
Her vakit içimde vurulan,katledilen
Doğranan tarifsiz çığlığı
Bu halimle bir damlasam
İnan taşar dünya utancından.
Zulüm inadında cedelleşirken sözüm
Edep yoksulu yüzsüzlüklerden utanırken yüzüm
Söyle!
Kim sığdırdı riyakâr sevinçleri b/ela gözlerine
Kim uyuttu kulaklarını bu şiddetli zelzeleye?!..
Bir damla âb-ı desttin
Ağzımdan aldım
İnadına burnumdan geldin.
Kan/dı/adın...
Yırtıldı yüzüm
Ölür gibi ruhumu yar/ala/dın.
Başıma her meshedişte umudu
Hıçkırıklar kaydı topuklarıma
Parmak aralarımda s/aklarken anıları
Kayboldum beynimin uçsuz tenhasında.
Mutluluk çatlamış aynalarda paslı sır
Bir kez olsun ucundan baksam
Dibi görünür karanlık dehlizlerde.
Şakaklarımda kahır beyazı
Alnımda tufan...
Koparsam hüznümü
Ruhum boğazlanır yaşamaktan.
Çürüdü damarlarım
Bedenimde hezeyân...
Parmak uçlarımda umut iflasına sürükleyen ölümcül bir sancı
Benim değil pıhtılaşmamaya kasem etmiş bu kan
Aşka vurun beni!
Öz kalemim,bu üvey sayfalara ne kadar da yabancı...?
Bu eriyiş...
Bu çürüten,yok edemeyen amansız can çekiş
Dirençsiz hislerimi kuşatıp
Vur/ul/acak beni mi buldun ey sağır direniş?!..
Dünü eskimiş ömrümün
Yarını yırtık utancında
Sabırla yamadığım günlerin kıskacındayım artık.
Sakallarımda uzayan matem
Paramparça kıyafetler
Ve de yüzümden sökemediğim keskin bir elem
Eşkalim belli/belirsiz
Korkunç bir heyula sanki...
İçimde t/üreyen katılaşmış putlar
Kaleme üşüşen çaresiz haykırışlar
Ve durmadan boğazımı sıkan gözlerin...
Nefesimde İbrahimi özlem
Bir yanı asi
Bir yanı sonsuz mavi...
Nâr-ı vâveylâ susuz arayışta...
Tek tek devirip
Söküp parçalamak istiyorum bu köhnemiş düzeni bağıra bağıra.
Sus bürümüş kapkaranlık odamdan
Sana sesleniyorum ey şuursuz hülya
Tıkanmış ruhunu aç da iyi dinle!
"Bu muhtazarı Aşk’a boğacak ölüm
Kalbinin karıncığından doğmadı daha...!"
Sezgin Karadağ
5.0
100% (2)