0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1051
Okunma

Sen , biz olamadan ben oldun.
Aşk acısı kokan ellerime ,
Dikenlerden dikilmiş bir yalnızlık bıraktın.
Sayende ellerime baktığımda gördüğüm saçların değil.
Gördüğüm bazen koca bir acıyı , bazen büyük bir yalnızlığı anımsatıyor.
Ama kocaman olan , büyük olan da ben değilim.
Belki suskunluklarımızdan doğan çığlıklarımız ,
Belki de yalanlarla donanmış , kulak zarını alt üst eden
İki kalbin "aşk" diye atışıydı büyük olan.
Ama ne fark eder ki şimdi ?
O büyüklüklerin yanında ben kocaman bir sıfır olmuşken ,
Varlığının varlığı , ne kadar avutabilir ki beni ?
Ellerimi tuttuğunda işte o an biz "biz" olacaktık.
Ama ellerin gelmeden acın doldurdu parmak aralarımı.
Sayende aynalara da bakamaz oldum artık.
Aynadaki ben’e bakamıyorum , onu tanımlayamıyorum.
Yakından baktığım ben ,
Uzaktaki "sen"i hatırlatıyor.
Tebessümlerim düşüyor , neşem kayboluyor gamzemden.
Uzaktaki sen’i hatırlatan hatıralarım mürekkebe dönüşüyor istemeden.
Mürekkep kan oluyor , kanatıyor sayfalarımı ,
Satırlarıma satırlarla saldırıyor ;
Aralıyor yaralarımı...
Mürekkepte bile sensiz’liğin hançerleriyle mücadele veriyorum.
Sen bu kadar acımasızca , sen bu kadar gaddarca sıçaramışken anıma ;
Söyle bana ben nasıl canımdan anını çıkartabilirim ?
Nasıl anımdan canını çıkartabilirim ,
Nasıl kanımdan canımdan anılarımı atabilirim ?
Saklansam kalp kapakçıklarıma kurtulabilir miyim senden ?
Ama nafile.
Bir bir tatlı sözün yine çıkarır beni oradan.
Saklansam karanlık gecelere saklayabilirler mi beni senden ?
Ama o da nafile.
Güneş misali tebessümün ele verir yine beni.
Kaçamıyorum senden , kaçamıyorum acılarından.
Sen ben olmuşken ;
Söyle bana ben nasıl ben olabilirim.
-Emre Ay-