28
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
3895
Okunma


aklımın sağından geçiyorsun
ben sol yanımla düşünüyorum
(biliyorsun solağım)
koşuyorum koşuyorum
mümkün değil yetişmek
kime yetişeceğimi de bilmiyorum ya
bize koşmak öğretilmiş bir kere
durursan yorulduğunu anlarsın
durup dinlenmek yok
güneş batıncaya kadar
güneş doğuncaya kadar bir telaş/ pür telaş
o kadar ki altılıyı oynamaya zaman bulmuş da yatırmaya bulamamış gibi
hani bir de tutunca kupon
vay anam babam vay
saçlarımın ağartısında dinle sen sızlananları
arada bir sazın teline/ türkünün gözüne vurmak lazım
Orhan Veli’nin dediği gibi
biraz akıllı biraz da deli
“Rumeli hisarına oturmuşum
oturmuş da bir türkü tutturmuşum”
anlar mı şu mermerler insan halinden
ah! derinden ki
hem de ne derinden
gözümün bebeğine oturur bir yaş
sis iner kentin üzerine/ üşür şehirli insanlar
üşümek! Giyinmenin bir bahanesi olsa gerek
yine de utanıyor insan çıplak kaldığı zaman
yanımda sen yoksun
ben anadan üryanım
anla utancımı be adam
anla da sökül gel zaman denilen girdabın kollarından
derisi yüzülmüş bir yılan mı bu ellerime dolanan
her yer kan
diri diri yaktınız ulan beni
bir atın terkisinde dörtnala gider gibi
boğasım var sevişirken çıkardığın sesleri
gözüme kim tutuyor bu aynayı
ışık vuruyor
gözlerim kararıyor
sahte bir yıldız gibi parlıyorum karanlıkta
kimseyi görmüyorum
kendimi bile görmüyorum
siz!
evet evet siz beni görüyorsunuz değil mi?
şimdi gitmeliyim
bir oda dolusu oyuncak
bir oda dolusu kitap
bir oda dolusu sevişmek
dünyanın içine yalanı doldurmuşlar
kalkmışlar benim odamı sorguluyorlar
dinime söven de müslüman olsa bari
şu yapışmış sinek leşini silin duvardan
ayaklarımı örten bu toz bulutu da ne
ıslak zemin/ tozlu rüzgar/ kirli bir pabuç
düştü düşecek çıktığı damdan
dinlediğim ses/ dinlendiğim ses
içimden içime koca bir es
önüme bir adam çıkıyor bir de davam
hakim misin savcı mısın belli değil
diploma da almıştım ya avcılıktan
yakalandık işte iş üstünde
gece inerken perde perde
neydi bizden çektikleri bu duvarların
içini dolduramadığımız sloganların
katır yükü değil ki deh deyince gidesin
kızacak çoban koyunlar ürktüğü için
şimdi bir yol
şimdi bir sen
şimdi bir ben
körükleme utancımı güneş doğarken
basit insanlarız biz
basit ve sıradan
işlemeli kol düğmelerimiz
pahalı oyuncaklarımız yok cebimizde
bir ıslığımı saklamıştım
onu da geçenlerde çok bunalınca kullandım
sakın ıslık deyip de geçme
sırf onun için yattım içerde kaç sene
değmedi mi/ değdi elbet
memleket bu boru değil ya
herkes içinde kendine gurbet
kolay değil
çeşit çeşit giyinmek
desen desen düzülmek
kolay değil yaslanmak o duvarlara
ustası ayrı bağırıyor
tuğlası ayrı bağırıyor adama
şimdi sözü boğalım biz burada
kapıyı arkandan kitle de gel
alışkanlık
açık kapılardan ürktüğüm yeter…
sevgi dündar/ ocak2012
5.0
100% (6)