Koyu bir akşam çaldım şehrin cebinden Tekil hayatların dinmeyen gürültüsü düştü ardıma Fonda bir kadın ve Tanju Okan Pollyanna repliği düşerken dudağımdan Biliyordum oysa Tehlikedir akşamlar masallara
Bir akşamüstü oynuyorum sokakta Annemin anımsayamadığım sesi kulaklarımda Çocuğum Ağlıyorum O ki keki en güzel yapan kadın Nasıl da çabuk kapanıyor açılan yaralarım
İdareli kullandığım bir oyuncaktı çocukluğum / annemden kalan Sonra sen geldin! Neşterledin damarlarımı çocukluğumun sırtından Yüreğimin mesaisine düştün hep devlet kılıklı Oysa hiç altıyüzelliyediye tabi olmadım ki ben Masa başı fantezilerinde anılmadı hiç adım Soytarı kıvamında bir gerillaydım kendi açmazlarıma Cılız varoş kaldırımları düşmüştü payıma Her pencerenin bir fahriye ablası Her fahriyenin bir kabadayısı vardı Ne yalan! Sıkı adamlardı Şimdi sök al yüreğimden apolet çıkartmalarını
/hep kapalı içimin tenteleri/
Çürümüş bir et gibi bakma bana uzaktan Ölüme yazılı adınla öpüyorum soluk almadan Şimdi yağmur yağıyor buralarda Islan! Ve yeniden tomurcuk versin ölüm avuçlarından Nasıl da taze Nasıl da çağırıyor kokusu buram buram çok kalmayacağım Sıska bir zaman çalmaya geldim yıldız karanlığından
/Sakın ha! Duraksamadan/
Evet! Ellerim Hatta gözlerim Kırkında bakireyim Uyanın tanrılar Günah işlemek üzereyim Adım kadın Dinim dilim yok benim Demem o ki, cümle âleme körebeyim
Parmak uçlarıma düşmüş koca bir yalan Boğazıma yapışan illet bir gıcık gibi Ezberledim günah duran her kareni Vurdun yine dudağıma en sahte tarafından
“Sen! Adam! Başı okşanmamış bir çocuk gibi durma Nerdeyse tüm saflığımla inanacağım sana…”
sayfamda soluklanan tüm şiir dostlarına ziyaretlerinden dolayı sonsuz teşekkürlerimle..ayrıca çalışmamı güne layık gören seçici kurula da saygılarımla..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Koyu bir akşam çaldım şehrin cebinden Tekil hayatların dinmeyen gürültüsü düştü ardıma Fonda bir kadın ve Tanju Okan Pollyanna repliği düşerken dudağımdan Biliyordum oysa Tehlikedir akşamlar masallara
Bir akşamüstü oynuyorum sokakta Annemin anımsayamadığım sesi kulaklarımda Çocuğum Ağlıyorum O ki keki en güzel yapan kadın Nasıl da çabuk kapanıyor açılan yaralarım
/hüzün yırtıklarım/
İdareli kullandığım bir oyuncaktı çocukluğum / annemden kalan Sonra sen geldin! Neşterledin damarlarımı çocukluğumun sırtından Yüreğimin mesaisine düştün hep devlet kılıklı Oysa hiç altıyüzelliyediye tabi olmadım ki ben Masa başı fantezilerinde anılmadı hiç adım Soytarı kıvamında bir gerillaydım kendi açmazlarıma Cılız varoş kaldırımları düşmüştü payıma Her pencerenin bir fahriye ablası Her fahriyenin bir kabadayısı vardı Ne yalan! Sıkı adamlardı Şimdi sök al yüreğimden apolet çıkartmalarını
/hep kapalı içimin tenteleri/
Çürümüş bir et gibi bakma bana uzaktan Ölüme yazılı adınla öpüyorum soluk almadan Şimdi yağmur yağıyor buralarda Islan! Ve yeniden tomurcuk versin ölüm avuçlarından Nasıl da taze Nasıl da çağırıyor kokusu buram buram çok kalmayacağım Sıska bir zaman çalmaya geldim yıldız karanlığından
/Sakın ha! Duraksamadan/
Evet! Ellerim Hatta gözlerim Kırkında bakireyim Uyanın tanrılar Günah işlemek üzereyim Adım kadın Dinim dilim yok benim Demem o ki, cümle âleme körebeyim
Parmak uçlarıma düşmüş koca bir yalan Boğazıma yapışan illet bir gıcık gibi Ezberledim günah duran her kareni Vurdun yine dudağıma en sahte tarafından
“Sen! Adam! Başı okşanmamış bir çocuk gibi durma Nerdeyse tüm saflığımla inanacağım sana…”
güçlü kaleminizi kutlarım harika bir şiir okudum güzel sayfanızdan bu akşama damgasını vuran hüzünlü sevgi dolu inci taneleri hecelerinizi. sevgiyle kalın selamlar...
Evet! Ellerim Hatta gözlerim Kırkında bakireyim Uyanın tanrılar Günah işlemek üzereyim Adım kadın Dinim dilim yok benim Demem o ki, cümle âleme körebeyim
Parmak uçlarıma düşmüş koca bir yalan Boğazıma yapışan illet bir gıcık gibi Ezberledim günah duran her kareni Vurdun yine dudağıma en sahte tarafından
“Sen! Adam! Başı okşanmamış bir çocuk gibi durma Nerdeyse tüm saflığımla inanacağım sana…”
......................................
kadın aç/ma kapını ardına kadar kadın en bilinmez yanın avuçlarında okşuyor olucaksın bir kelepçe aklında
düştü dilimden umarsızca nasıl güzeldi şiir nasıl dolu dolu çağlayan misali akmışsın ne diyeyim binlerce kez teşekkürler yüreğine son ayların okuduğum en güzel dizelerini yazan kalemi kutluyorum çokça.
Sevgi hanım şiirinize yorum yazacaktım ama yazmaktan vazgeçtim. Önce şiirinizi iki defa okudum anladıklarımı doğru mu anladım diye sonra döndüm sevgili Havin'nin yorumunu, sizin yaptığınız açıklamayı, ve tekrarsevgili Havin in size verdiği cevabı.
Bu kadar özel bir açıklama yapıldıktan sonra" bize söz söylemek düşer mi?" diye düşündüm bir an ve sonra vazgeçtim o sözlerin üstüne söz söylemekten.
Muhteşem bir kalem ve muhteşem bir yürek. Başka söze ne gerek. Güne gelmeyi hak eden bir şiirdi. Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize
teşekkürler sevgili Türkan... Havin ile yaptığımız söyleşi şiirin nasıl çıktığına da sanırım ışık tutmuş olacak..:) çok sakınmam genelde söyleyeceklerimi..zaten şiirlerim de ele verir beni.. bu bağlamda sadece şiirle kalmayıp sayfama gösterdiğin itina adına sonsuz sevgilerimle canım... öpüyorum naif yüreğinden...
teşekkürler sevgili Türkan... Havin ile yaptığımız söyleşi şiirin nasıl çıktığına da sanırım ışık tutmuş olacak..:) çok sakınmam genelde söyleyeceklerimi..zaten şiirlerim de ele verir beni.. bu bağlamda sadece şiirle kalmayıp sayfama gösterdiğin itina adına sonsuz sevgilerimle canım... öpüyorum naif yüreğinden...
Şiir aşktır. Aşksa; dünyada bir eşi ve benzeri olmayandır. Son derece güçlü ve mükemmel bir şairden; çok derin anlamlar içeren harika bir şiir okudum. Eğer duyduklarımızı, anladıklarımızı ve ruhumuzun derinlerinde yaşadıklarımızı anlatamıyor ve anlatmakta zorlanıyorsak; O şiirdir ve onu yazan da şairdir. Kısacası harika değil, harikulade bir şiir okudum ve mükemmel bir şairle tanışmanın kıvancını ve gönencini yaşadım. Emek verip buraya asanlara şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum.
öncelikle deftere sonra da sayfama hoşgeldin sevgili Sami... bu aralar çok takip edemesem de defterdeki gelişimleri...yeni kalemlerden olduğun takıldı gözüme.. ayağının tozuyla burada olman ne güzel.....onur duydum...
öncelikle deftere sonra da sayfama hoşgeldin sevgili Sami... bu aralar çok takip edemesem de defterdeki gelişimleri...yeni kalemlerden olduğun takıldı gözüme.. ayağının tozuyla burada olman ne güzel.....onur duydum...
şaire demiyeceğim size doğrudan dosdoğru şair yeter.şiiri de cinsiyet ayrımına mı tabi tutacağız yani." sıska bir zaman çaldım yıldız karanlığından" bitirir alır götürür beni alımlı bir imge gerçek şiirin tuzaklar dolu dünyasına.kaleminize ve yüreğinize sağlık.
öncelikle deftere sonra da sayfama hoşgeldin sevgili Fahri.. bu aralar çok takip edemesem de defterdeki gelişimleri...yeni kalemlerden olduğun takıldı gözüme.. ayağının tozuyla burada olman ne güzel.....onur duydum...
öncelikle deftere sonra da sayfama hoşgeldin sevgili Fahri.. bu aralar çok takip edemesem de defterdeki gelişimleri...yeni kalemlerden olduğun takıldı gözüme.. ayağının tozuyla burada olman ne güzel.....onur duydum...
a kadın..sen bilmez misin şartlar zorlaştıkça kalem kudurur..:) şansını zorlar kelimeler...hele bir de ötelemek istemediğin zamanları öteletiyorsa sana yaşam...işte o zaman kendine bile asidir çoğu zaman..:)
seni seviyorum kadın....nerde ve ne şekildesin bilmiyorrum ama...seni seviyorum..
a kadın..sen bilmez misin şartlar zorlaştıkça kalem kudurur..:) şansını zorlar kelimeler...hele bir de ötelemek istemediğin zamanları öteletiyorsa sana yaşam...işte o zaman kendine bile asidir çoğu zaman..:)
seni seviyorum kadın....nerde ve ne şekildesin bilmiyorrum ama...seni seviyorum..
“Sen! Adam! Başı okşanmamış bir çocuk gibi durma Nerdeyse tüm saflığımla inanacağım sana…”
Ben kendimi çok seviyorum oysa !
Dudağının bir ucunda ömrü sonsuz ruh gölgesi gibi ünlemler taşır o dili,dini olmayan kadın ve daim de bencildir. Bakmasın kimse “resmileşememiş en bencil varlıktır aslında” tabi bunu söylesen vay efendim saçımızı süpürge ettik de ömrü bilmem ne ettik (!)
-hadi ordan !
En basit örneği ; bir kadın şiir yazayım demiş ve şiir yazmış (sen) başka bir kadın da şiiri okumuş da kadını böyle söyletenin gelmiş…gibi yorum yapıyor(ben). Hiç düşündük mü acaba başımıza ne geliyorsa eşsizliğimizden değil de bencilliğimizdendir diye.
Ve !
Ve !
Sayfayı da kadınlığına değer verircesine sunuyor fevkalade biçimde ; işte buradan alınıp da buraya işaret ediliyor “doğar doğmaz kulağımıza isimizin eşliğinde okunan ezan”. Tek olmak arzusu olacaksa sende tekliğe değer olsun bir şeyler.
Gelelim Türkçe’sine:
İlk etapta her zaman olduğu gibi dikkatimi sayfanın düzeni çekiyor buna istinaden aklıma şu düşüyor :
Eğer ki şiir diyorsak hadi geçelim şiiri de eğer ki edebiyata sevdalıyız diyorsak lütfen önce oradan alınması gereken düzen terbiyesine bakalım. Zira birçok okur gözü ağrıyor diye ilk birkaç kelimeden sonrası var mı demeden gidiyor.En çok da sayfaya aklımı çivileyen şiirleri ve kalemleri seviyorum. Örneğin :
“Demem o ki, cümle âleme körebeyim”
bu dizeyle oynayalım biraz.
“demem oki cümle aleme kör ebeyim”
buradaki “ki” nedir ne değildiri düşünmek bazen işimize gelmiyor , sonra “âleme” doğru yazım bu iken biz o yüce “â” nın ne olduğunu da gözardı edip “aleme” diyoruz. Sonra yorumlarken “şimdi muhteşem bir çalışma dersem içim sızlamaz mı” diyoruz,ebeye hiç bakmayız zira muhtemelen doğrusu budur deriz. Tabi diyelim ki bu doğru yazımda da gözümüz bir şeye çarpıyor:
“bağlaçlar aynı zamanda virgül görevini de üstlenirler”
“ki” sonrasında virgül kullanmak noktalamaya ve de imlaya karşı cephe açmaya benzese de diyoruz ki “bu kadar şeyi doğru yazan kalem burada bunu yapıyorsa var bir bildiği o zaman yarım nefes almak gerekirken gözlere de yarım nefes hakkı verin diyor” deriz. Keza bakınca
“O ki keki en güzel yapan kadın”
kalem burada öyle bir oyuna gitmiyor. İşte hâl böyle olunca düzeni seviyorum düzeni sevince düzenli olana da zincirleme bir saygı oluyor yüreğimde.
(diyeceksin ki ne dertlisin Havin insan şekle bu kadar kafa yorar mı, ne dersen de maaşı eksik almaya benzetiyorum bunu -şiiri eksikle okumayı-)
Teferruata da bakmalı biraz. Ayrıntı aslında bu değindiklerim olmalı belki ama hayır !
Şiir şiir olurken lazım olan tek şey mânâ değildir;”
zira herkeste akıl var herkeste yorumlama konuşma kabiliyeti var mühim olan konuşmayı becerebilmek için sadece dilin olması yeterlidir dememenin gereğidir.
“Hüzün Yırtıklarım”
Buradan başlasak mı acaba..
Ve bunun ne demek istediğine – kalemin değil bu iki kelimenin sadece-.
Aslında bu ifade bu şiiri anlatmıyor ki öyle dersek eğer parçalarız bu şiiri. Bu ismi, yazılan zamanda aklından geçenlere yakıştırıyorum –her zamana- çünkü sadece bu şiirde kalacak kadar zayıf değil bu söylediğin. Ya da sadece “şu yağmur yağıyor dediğinin aslında kuruyan ve aşınmış ağrısını taşıyan bir gölgeye sığacak kadar küçük de değil” bu.
Demem o ki “hüznün kitabını yazmaya meyillisin”. Yırtıklar derken de sanırım ilk bakış belki de seneler sonrasının ayrıntıya düşen yüzü ve paçalara tutunmak da yüreğin sonraya bıraktığı işi.
Dua edelim de zamanı şiirin musallasına denk gelmesin hoş o kitap bitince kendi de bitecektir ya ağlamak fayda etmez ve ben bu kadının hiç ağlamadığına da inanırım. Niye mi ?
-Hüznün yaşı olmaz diye.
Hüzün diyen ağlamayı bilmez diye.
Ve eğer hüzün demişse,
O merdiveni çoktan inmiş bile.
Kısa mı kesmeli şimdiden sonrasını ne dersin ?
UNUTMADAN !
Yine geldim affet özrümü. Şu şiirde en çok dikkatimi çeken bir diğer unsur ne biliyor musun hatta serbesti serbest yapan en önemli özellik. Bak mesela hece şiirlerinde yani kurallılıkta bazen bize ses uyumlarını uyak diye gösteriyorlar ama oralarda uyak olmak zorunda fakat bizim serbestimizde uyak olmak zorunda değil ahengi ses uyumlarıyla oluşturmak mümkündür. Misal :
“Çürümüş bir et gibi bakma bana - uzaktan Ölüme yazılı adınla öpüyorum soluk - almadan Şimdi yağmur yağıyor buralarda Islan! Ve yeniden tomurcuk versin ölüm -avuçlarından Nasıl da taze Nasıl da çağırıyor kokusu buram buram çok kalmayacağım Sıska bir zaman çalmaya geldim yıldız - karanlığından”
Burada son kelimelerini çektiğim dizelere ve de bütündeki ahenge bakalım. Kafiye – tanıma gerek yok sanırım- yok ama ses uyumları ne de güzel yakışmış şiire. İşte bazen çok güzel olduğunu düşüp de neden şiir diyemediğime şaşırıyorum bazı çalışmalarda ki nesirden ayırmayı bilmiyoruz demektir bu da. Bu dediğim ayrıntıyı şiirin her yerinde görmek mümkün hatta tam koptuğunu düşünürken okur birden kendine geliyor. Ve en çok dikkat edilmesi gereken de budur hem dizelerde kelime aralarında hem de bölümlerde dizeler arasında ki misal bir dize öncekiyle çok aykırı duruyorsa hemen kendi kelimeleri arasında bir oyunla tekrar ritmi yakalamak mümkündür.
Sevgimle.
**Havin_** tarafından 4/5/2010 3:26:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Nasıl anlam yüklersin söylediğime bilmiyorum ama söylemeliyim mutlaka :
bazen kaçtığım daha doğrusu kaçarken sığındığım sayfalardansın. Birgün olur da kafam dağınıkken dağınık bir şeyler karalarsam sana sakın inanma.
Kimse en iyisini yazamaz ve kimse yazılanın en iyisi olduğunu iddia edemez ama bu şiirin şiir'di. Elbet herkesin eksiği gediği var ama derim ki -birilerinin kulakları çınlaya- eksik diye bir şeyi gösterirken kendi eksiklşiğimizi ortaya sermek oluyor bazen yapılanlar,yazılanlar ama sen ne yazdığını iyi bilen olduğun için geleni de gideni de anlarsın;bu sebeple içim rahattır.
Şu noktalama, sen bir bilsen sana benzemek için nasıl uğraşıyorum ama yine de işe yaramıyor işte burada dudaklarımı büküyorum :((
ama olacak! olacak!
İşte burada da şu var hani en basit benzetme diyeyim "emeklemeden yürünmez" dersin ki yok canım içimden öyle geliyor ben de derim ki senin 10 yıl önceki içinle şimdiki için aynı mı ? Dersin hayır derim işte ben de büyüyünce tek sınır olan o sınırı da geçeceğim hapse de atabilirler artık o zaman hiç de tınlamam - duvar gelmesin aklına - :)))
-hani bilinçli yaptığını bununda imzanın bir noktasını oluşturduğunu bilmesem daha ilk yorumumdan anlardın :
-efendim ilk harfler neden büyük değiller ya da siz niye virgül kullanmıyorsunuz :)))
vs.
Hüzün...
Demeyelim , değmeyelim kadın. İnan ölüm daha şirin görünüyor bana ve cehennem daha isli duruyor bu kelime konuşunca. Ama sanırım sen biraz seviyorsun ben diyorum ki damarlarımın gerçekten bıçakla kesilişini izleyip kanamaya ağlamayı yeğlerim akamayan yaşlara saç beyazlatmaktansa..
canım benim...etkili yorum aşdeğerinde naifti yyorumun...paylaştığın çalışmaya verdiğin önem nasıl da gülümsüyor yorumundan...öncelikle bunun için teşekkürler sana..
şiir de noktalama..gelelim buna...çok keskin bir vurgu olmadıkça yani(...) ya da (!) gibi..pek kullanmam..soluklanmaları okuyucuya bırakmayı tercih ederim ki bunu sen de biliyorsun..yine de kelimelerin doğru yazılışı ya da bağlaçlara dikkat etmeye çalışıyorum genelde...ve çok da yabancı kelime kullanmamak, yabancı kökenli imgeler ile zengin kılma gibi bir derdim de yok...:)) bunu sen zaten biliyorsun..kendi dilim o kadar geniş ki..haaa.yapmadım mı..ben de yaptım..araya arapça, latince, farsça...sanırım büyüdük..geçti..haaa.günlük hayatımda kullanmadığım ya da kullanamadığım bir kelimeyi şiirde de kullanmamaya özen gösteriyorum..
ve hüzün..hüzüne gelelim mi Havin..işte o..şu sıralar o kadar çok kollu ki hayatımda..biraz da onun yansıması sanırım..bildiğin üzre çok kurgulamadan yazarım...içinde olduğum ya da dışında kaldığımdır genelde kaleme aldıklarım...ve bı aralar o kadar geniş bir alana dağılmış ki hüznün daları...nereye dalsam..elimi nereye atsam "ben buradayım" demekte..:))
neyse..ben de çokça gevezelik ettim sanırım...
öpüldün kocaman yüreğinden...sevgimdesin her dem..buralarda olmasam da, olmasan da...
Nasıl anlam yüklersin söylediğime bilmiyorum ama söylemeliyim mutlaka :
bazen kaçtığım daha doğrusu kaçarken sığındığım sayfalardansın. Birgün olur da kafam dağınıkken dağınık bir şeyler karalarsam sana sakın inanma.
Kimse en iyisini yazamaz ve kimse yazılanın en iyisi olduğunu iddia edemez ama bu şiirin şiir'di. Elbet herkesin eksiği gediği var ama derim ki -birilerinin kulakları çınlaya- eksik diye bir şeyi gösterirken kendi eksiklşiğimizi ortaya sermek oluyor bazen yapılanlar,yazılanlar ama sen ne yazdığını iyi bilen olduğun için geleni de gideni de anlarsın;bu sebeple içim rahattır.
Şu noktalama, sen bir bilsen sana benzemek için nasıl uğraşıyorum ama yine de işe yaramıyor işte burada dudaklarımı büküyorum :((
ama olacak! olacak!
İşte burada da şu var hani en basit benzetme diyeyim "emeklemeden yürünmez" dersin ki yok canım içimden öyle geliyor ben de derim ki senin 10 yıl önceki içinle şimdiki için aynı mı ? Dersin hayır derim işte ben de büyüyünce tek sınır olan o sınırı da geçeceğim hapse de atabilirler artık o zaman hiç de tınlamam - duvar gelmesin aklına - :)))
-hani bilinçli yaptığını bununda imzanın bir noktasını oluşturduğunu bilmesem daha ilk yorumumdan anlardın :
-efendim ilk harfler neden büyük değiller ya da siz niye virgül kullanmıyorsunuz :)))
vs.
Hüzün...
Demeyelim , değmeyelim kadın. İnan ölüm daha şirin görünüyor bana ve cehennem daha isli duruyor bu kelime konuşunca. Ama sanırım sen biraz seviyorsun ben diyorum ki damarlarımın gerçekten bıçakla kesilişini izleyip kanamaya ağlamayı yeğlerim akamayan yaşlara saç beyazlatmaktansa..
canım benim...etkili yorum aşdeğerinde naifti yyorumun...paylaştığın çalışmaya verdiğin önem nasıl da gülümsüyor yorumundan...öncelikle bunun için teşekkürler sana..
şiir de noktalama..gelelim buna...çok keskin bir vurgu olmadıkça yani(...) ya da (!) gibi..pek kullanmam..soluklanmaları okuyucuya bırakmayı tercih ederim ki bunu sen de biliyorsun..yine de kelimelerin doğru yazılışı ya da bağlaçlara dikkat etmeye çalışıyorum genelde...ve çok da yabancı kelime kullanmamak, yabancı kökenli imgeler ile zengin kılma gibi bir derdim de yok...:)) bunu sen zaten biliyorsun..kendi dilim o kadar geniş ki..haaa.yapmadım mı..ben de yaptım..araya arapça, latince, farsça...sanırım büyüdük..geçti..haaa.günlük hayatımda kullanmadığım ya da kullanamadığım bir kelimeyi şiirde de kullanmamaya özen gösteriyorum..
ve hüzün..hüzüne gelelim mi Havin..işte o..şu sıralar o kadar çok kollu ki hayatımda..biraz da onun yansıması sanırım..bildiğin üzre çok kurgulamadan yazarım...içinde olduğum ya da dışında kaldığımdır genelde kaleme aldıklarım...ve bı aralar o kadar geniş bir alana dağılmış ki hüznün daları...nereye dalsam..elimi nereye atsam "ben buradayım" demekte..:))
neyse..ben de çokça gevezelik ettim sanırım...
öpüldün kocaman yüreğinden...sevgimdesin her dem..buralarda olmasam da, olmasan da...
Şiirde yer yer Yılmaz Odabaşı esintisi var sandım..
Ve bir çok yerde gereksiz kelime israfatı hem de hiç menfi yönü yok iken. Şair düşünme aralıkları bırakmalı okuyucuya. İyi bir şiirden bklenen düşüneceye pencere açmasıdır. Aksi takdirde kendi hayatınızın sınırında gezinip özelden genele gidemezsiniz..
( Ne diyorsam bu kalabalıkta.. )
Şiir farklı zamanlarda yazıldığından olacak duygu kopukluğu sözkonusu. Ya da sonradan üzerinde çok oynandı şiirin, yoksa iyi bir şiirde aniden sekteye uğrayan, kırılmalar yaşayan bir duygu metaforu bu kadar keskin hissedilmezdi okuyucu tarafından ( sözü edilen okuyucuyum ). Bir de şiir sadece sizin çocukluğunuz, sizin hayatınız, sizin aşkınız ve dahi ihanete uğaramalarınız.. Çok özel. Çok özel olunca da şiirin başında dediğiniz gibi " tehlikedir akşam masallarda " .. Tehlike sadece kendi akşamlarınızda, kendi karanlıklarınızda geziyor olmanızdadır..
İyi bir şiir olduğu için bu yoğunluk içinde bir kamyon gereksiz laf ettirdi bana..
teşekkürler Hasan...tekrarlara düştüğümü kabul ediyorum çalışmada..:)ya da olmasa da çalışmanın bişi kaybetmeyeceği bazı kalabalıklar benimde gözüme çarptı..ne yalan..:) dikkate alınmıştır öneriler fazlasıyla.. yalnız şuna katılmadım..insan genellemelerden çıkarak özelini yaratır..yani... "genelde tehlikedir akşamlar masallara.." diye düşünüyorum...yani kişi özelinden genellemeyle özdeşen durumlar vardır..bu da onlardan diye düşünmekteyim..:)) yapıcı yorumun ve eleştirin adına tekrar sonsuz teşekkürler arkadaşım...
teşekkürler Hasan...tekrarlara düştüğümü kabul ediyorum çalışmada..:)ya da olmasa da çalışmanın bişi kaybetmeyeceği bazı kalabalıklar benimde gözüme çarptı..ne yalan..:) dikkate alınmıştır öneriler fazlasıyla.. yalnız şuna katılmadım..insan genellemelerden çıkarak özelini yaratır..yani... "genelde tehlikedir akşamlar masallara.." diye düşünüyorum...yani kişi özelinden genellemeyle özdeşen durumlar vardır..bu da onlardan diye düşünmekteyim..:)) yapıcı yorumun ve eleştirin adına tekrar sonsuz teşekkürler arkadaşım...
İşte bu dize, çarptı beni. Taptaze bir imge. Süreğindeki "Koyu bir akşam çaldım şehrin cebinden" de öyle. Ama sitedeki pek çok arkadaşın içine düştüğü "uyak tuzağına" Sevgi Hanım da düşmüş, şiirin pek çok yerinde. 4. bölüm, dize sonları: uzaktan/almadan/avuçlarından/buram/karanlığından.
Bu kadar çok uyak, şiiri zayıflatıp, mani'leştirebilir. Modern şiir, uyaktan çok, imgenin gücüne dayanır, yeni söyleyişlere. ** Küçük Öneriler: "(O ki) keki en güzel yapan kadın" > (O ki Keki) Bence, kakafoni olmuş burada. Şöyle olsaydı: 'Keki en güzel yapan kadındı' ------- "(Demem o ki) cümle âleme körebeyim" > (Demem o ki) fazla gibi geldi. Sözcük ekonomisi.
** Şiirde aynı sözcükleri yinelemekten kaçınmalı şair. İki kez 'karanlık', birkaç kez başka bir sözcük.. "Bir", "ve", "gibi"lerden de. (Genel anlamda yazıyorum bunu.
** Şiirin ilk iki bölümü, daha özgün, akıcı. Son iki bölüm, -nedense- birden sıradanlaşıp, vasata düşüyor. Daha doğrusu biraz arabesk-alaturka bir havaya bürünüyor. Şiirin girişteki ve ortadaki gücü azalıyor. "Sen! Adam" > çıkarılmalı. Başı okşanmamış bir çocuk gibi durma öyle Neredeyse tüm saflığımla inanacağım sana > şeklinde kalabilir.
Bir üstteki bölümde "Vurdun yine dudağıma en sahte tarafından" dizesi de çıkmalı, bence. Katkısı yok şiire, sıradan.
Son iki bölüm üstünde, yeniden düşünülmeli. Bir de "uyak" ısrarından vazgeçilmeli. Uyaklar seyreltilmeli.
Ben olsam, şiirin son iki bölümü yerine, bitiş için tek bir dizeyi yeğlerdim: "Sıska bir zaman çalmaya geldim yıldız karanlığından" İmgenin gücü, güzelliği var.
Son bölüm, o kadar çok anlatmış ki, kızgınlık var. Oysa şiir, çok fazla anlatmaz; sezdirir bazı şeyleri, çağrıştırır. Boşluklar bırakır okura... Bize, bir şey kalmamış.
Şaire bir teşekkürüm de dile gösterdiği özen için. Yanlışsız yazdığı için. Harflere şapka giydirecek kadar duyarlı.
****
"Bir akşamüstü oynuyorum sokakta" 'Önüm arkam sobe' değil de, ş i i r olsun...
**
Ve Tarancı'mıza saygıyla: " Gün eksilmesin pencerenizden"
gerek tespitler, gerek samimi duygular adına teşekkürlerimle... yapıcı ve çalışmaya dışarıdan bir gözle bakmamı sağlayan yorumunuz ziyedesiyle hoş kıldı beni... bu tür eleştirilerin kalemi her zaman beslediğini düşünen biri olarak...dikkate aldım bile dediklerinizi...çokça baktım sizin baktığınız gözle.. Haklısınız..:)) tekrar teşekkürler...
gerek tespitler, gerek samimi duygular adına teşekkürlerimle... yapıcı ve çalışmaya dışarıdan bir gözle bakmamı sağlayan yorumunuz ziyedesiyle hoş kıldı beni... bu tür eleştirilerin kalemi her zaman beslediğini düşünen biri olarak...dikkate aldım bile dediklerinizi...çokça baktım sizin baktığınız gözle.. Haklısınız..:)) tekrar teşekkürler...
Sizin kadın hislerinizle yazdığınız bu güzel şiiri, izninizle ben erkek gözlerimle okudum. Sonra sizin kadınlığın hislerinizi, benim erkek gözlerimi bir yana bıraktım. Ortada insanlık kaldı ve dedi ki "acının cinsiyeti yok aslında"
İnanırız boynu bükük masumluğa. Aldanırız sonra. Ne inammamız biter ne aldanmamız. Taa ki acıyan ve inanan yanlarımız nasır tutana dek...
Bir akşamüstü oynuyorum sokakta Annemin anımsayamadığım sesi kulaklarımda Çocuğum Ağlıyorum O ki keki en güzel yapan kadın Nasıl da çabuk kapanıyor açılan yaralarım
sayfanda olmak güzeldi... tebrik ederim sevgi/li arkadaşım
Bir insan... Yer yer silinmiş hatıraları, hayal mayal hatırladıklarıyla gezintiye çıkıyor çocukluk anılarında.. Gecenin karanlığı hüznü düşüp deviriyor o dönemdeki insanları, kalan izler de kimi düşüyor çukurlara, kimi yükseliyor.. Acıyor yürek, gözyaşı olup akıyor, özlüyor çocukluğunu zaman zaman acıtsa bile.. Büyüyor o çocuk işte artık bir kadın.. İçinde yaşanmışlıkları/yaşayamadıklarıyla büyümüş.. Buruk, kırık, öfkeli, isyanlarda, hüzünlü ama bir o kadar da aslında anlaşılmayı isteyen yüreğini saklamış, kapatmış.. Bir adam çıkageliyor.. Hayata tüm yaşanmışlıklarına, aldanmışlıklarına rağmen inanmak istiyor aslında adama, o kadın.. Çözsün o adam kadını, insin derinliklerine ruhunun, keşfetsin kadının ruhunu, sevsin/sevilsin ama incitmesin/incitilmesin istiyor o yürek.. Her bir mısrası ayrı lezzetti.. Anlaşılır, net sözlerle yormayan, ruhu alıp götüren, kesin ifadelerle vurguda tavan yapan okundukça, okunası dizelerdi.. Layıkıyla ve hakkıyla güne düşmüş, oturmuş baş köşeye.. Kutlarım gönülden. Çok büyük beğeniyle okudum 'Şiiri'nizi.. Kaleminiz yüreğiniz daim olsun, isminiz gibi ömrünüz sevgiyle dolsun sevgili şairem.. Saygı ve sevgilerimle..
sera. tarafından 4/5/2010 10:35:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sayfanda sadece soluklanmadım soluksuz da kaldım canım ablam. İçindeki ve dışındaki sevgiyle gurur duyuyorum her şiirinin ne kadar kıymetli olduğunu çok biliyorum.Güzelliklerin hiç bitmesin.(Seni çok özleyen kardeşin...)
Koyu bir akşam çaldım şehrin cebinden Tekil hayatların dinmeyen gürültüsü düştü ardıma Fonda bir kadın ve Tanju Okan Pollyanna repliği düşerken dudağımdan Biliyordum oysa Tehlikedir akşamlar masallara
Kalıcı etkiler bırakan hoş bir şiir ziyafetiydi. Tebriklerim ve sevgilerimle.
ne olur koyu gecelerde ellerinizi cebinizden çıkarın. çünkü oradan dağılıyor şehrin üzerine dağınık hüzünler. hicran ağrısı çıkıyor saksının kıyısından topraktan fışkırırcasına.
mahallenin en kenarına bir kabadayı gibi çakıyorsunuz cakanızı. ve göbeğine kentin entarisi manolya moru bir sızı.
geç yada er geç inanacaktı biri birine ...dersen saf dersen safi dersen yiğit.
yürekte bir militn ezmesi çalım. dursun elinde adın...
Birbiriyle didişen bulutlar gibi değil ki başımızdaki beyazlar. Yenilenirken bulutlar, biz bir daha olmamak üzere gideceğiz gözyaşlarında.
Şimdi bulutlar ekşimez demeyin bana…
Demli çayınızı alın ve bir pencerenin kıyısında bulutlara bakın bir, birde aynada kendinize…
Yoğunlaşırsa karnınızda bir sancı ve göğsünüzde bir kalabalık do la şır sa korkmayın siz...
Parmak uçlarıma düşmüş koca bir yalan Boğazıma yapışan illet bir gıcık gibi Ezberledim günah duran her kareni Vurdun yine dudağıma en sahte tarafından
“Sen! Adam! Başı okşanmamış bir çocuk gibi durma Nerdeyse tüm saflığımla inanacağım sana…”
== Alkışlı/Yorum..Şahane dizeler di okuduğum. Akıce ve Lirik bir anlatımla içine alıyor okuyanı.. yüreğine sağlık Şaire,Sevgi Kaya..selam ve sevgilerimle nevzat uçar..))
Evet! Ellerim Hatta gözlerim Kırkında bakireyim Uyanın tanrılar Günah işlemek üzereyim Adım kadın Dinim dilim yok benim Demem o ki, cümle âleme körebeyim
merhaba güzel insan yine yakmışsın şiiri tam ortasından alevler içindeyim bu ne güzel bir şiir ya kutlarım seni şimdiden geceye asılmış gibi görmeye başladım deki kadın sen böyle şiirler yazdıkça çoğalıyorsun günbatımlarında aşkla kalyeni günahlara aç yelkenlerini demem o ki şiir sana sen şiire yakışıyorsun şiirlerle kal
oyyy...teşekkürler dostum..dostlarla 'paylaşmanın keyfini bıraktığın için sağolasın.. öpüyorum yüreğinden...bol keyifli pazarlar...Datça'ya sevgi ve selamlar...
oyyy...teşekkürler dostum..dostlarla 'paylaşmanın keyfini bıraktığın için sağolasın.. öpüyorum yüreğinden...bol keyifli pazarlar...Datça'ya sevgi ve selamlar...
ben şiirlerinizi okumaktan gerçekten çok zevk alıyorum, ve inanamıyorum bazen bu cümlelerin kelimelerin nasıl böyle güzel işbirliği yaptığına. yine en güzel şiirinizdi, yine tüm şiirleriniz gibi. saygılarımla...
evet her mahallede vardı onlardan rüyalarımıza girerlerdi her hareketlerine bir anlam yükler çocuk yüreğimizi umutlandırırdık ne oldu böyle.? nereye gittiler? sanki yer yarıldı da kayboldular oysa şiir onlarla gelişti duygular onların varlığıyla yükseldi aşk öyle anlam kazandı... fahriye ablalar cello bello ama racon bilen kabadıyalar...
idareli kullanabildiyseniz çocukluğunu şair ne mutklu sana bizimkiler hala yitik ve mahpus damlarında tutuklu hala... eyvallah dostum.. adın gibi hep sevgilerle kal...
evet...güzel zamanlardı Secaattin..bir daha hiç yakalayamayacağımızı bildiğimiz..elimizdeyken de hoyratça harcadığımız... hayali sevdalara, sevgililere değil dokunduğumuz gerdan kırmalara, dudak bükmelere yazılırdı şiirler..önce görür, hisseder sonra yazardık..
şimdi öyle mi yaa..sanal dokunmalarda kırk takla atıyor kelimeler..:)
kocaman sevgilerle hoşgeldin arkadaşım...seni görmek güzeldi..
evet...güzel zamanlardı Secaattin..bir daha hiç yakalayamayacağımızı bildiğimiz..elimizdeyken de hoyratça harcadığımız... hayali sevdalara, sevgililere değil dokunduğumuz gerdan kırmalara, dudak bükmelere yazılırdı şiirler..önce görür, hisseder sonra yazardık..
şimdi öyle mi yaa..sanal dokunmalarda kırk takla atıyor kelimeler..:)
kocaman sevgilerle hoşgeldin arkadaşım...seni görmek güzeldi..
“Sen! Adam! Başı okşanmamış bir çocuk gibi durma Nerdeyse tüm saflığımla inanacağım sana…” .... Bütün olanlardan sonra diyeceğim şu: Sakın inanma...:))
Körebe ve kadın ne kadar yakıştırılmış bir birine. Oysa körebe değil saklanan bilirdik kadını. Değilmiş meğerse. Hep yüzü duvara sırtı oyunculara dönük bir hayatın kör ebesiymiş. Umalımki değişsin kadın.Susmasın artık, konuşsun.Sıska zamanlar çalmasın artık, geniş zamanlarda yaşasın. Yine Sevgi Kaya ve yine şiir. Tebrikler.
kadın zordur eğer dilini bilmiyorsan...kadın yalnızdır da aslında..en kalabalık görünen olsada...kendi ördüğü duvarların dışında bir de örülen duvarlar ardındadır ki...görebilmek hünerdir bu anlamda kadını..:)
kadın zordur eğer dilini bilmiyorsan...kadın yalnızdır da aslında..en kalabalık görünen olsada...kendi ördüğü duvarların dışında bir de örülen duvarlar ardındadır ki...görebilmek hünerdir bu anlamda kadını..:)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.