4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1693
Okunma

(Susmak tehlikelidir ruhun yazıtlarında kodese girerken kabuslar
Örgüsü yanaklarında mor oyuncaklar taşıyan birkaç çocuk gibi
Zulasında sapkın zıpkınlarını taşırken kanar o kırmızı dudaklar
Bilinmez tekrarlanırken, aslında unutulmayı oynar tüm acılar)
Konuşur gözler
kopya çekilmiş cehennem aşkların yokuşlarında
örülmüş umutlar ezbere ayazları ısıtır gecelere
devrimlerin renksiz güftelerine dolanır parmak uçları
içinden derin uçurumlar boşaltır:
yaralı,
bir o kadar da terkedilmiş bir atın hikayesine
toprak kokuları saçar bir kadının yeni yıkanmış saçları.
Duvar diplerinde gölgeler
hayatın tabutu olur son öpücük tavan aralarında
ıslak, uzanan gözlerin zahirde yıldızıdır
bir siyah nefes boşaltır kış
mutlu olmanın en kolay yoludur uyumak
uyur kasımın penceresinde unutulmuş imgeler
şiirin penceresinde intihar eden her kadın gibi
mültecidir aşkları her erkeğin;
suskun ve bir o kadar da bezgin!
Dün dibine vurup da geçer
biter yarın sanılan günler
uyuyan mistik kentlerin alfabelerinde
içinde derin bir kuyu
içinde ölü beslenmeler
cam önlerinde intihar mektupları yazmak kadar
yitiş öpüşmeler taşır her bir kadının avuç içi
çöl duasında yağmura benzer gözlerinin rengi
her renk bir başka kenti anlatır:
kimi zaman Paris, kimi zaman Venedik
kimi zaman da İstanbul olur bir kadını sevmek
anıtların açılış gününe denk gelen maçlar gibi
erkeğin sevmesine hep engeldir anne sevgisi
annesini anımsar, gözlerini kapattığı gibi.
Korkaktır tüm hayaller
mızıkanın son nefesine boşalan kuş seslerinde
asyadır kimi zaman, kimi zaman da bir okyanus
gözyaşlarının rehberidir yarasa sesleri
maviyi öğrenen bir çocuğun yeşili sevmesi gibi
son bahardır her kadının aşk acısı çekmesi
ve cam kırıklarında hasımdır erkeğin tok sesi!
5.0
100% (7)