0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1113
Okunma

FİLİSTİN’DE DİRİLİŞ
Bizi bir Harun doğurdu
Büyüttü bir ur gibi içinde
Sütannemiz güneşti
Şeytanminareleri içinde düşlerimiz
Gerçek bir ismimiz hiç olmadı
Yaklaşan adım adım gecede
Bizi bir diriliş sevdi öylesine
Bir seviniş bıraktı gitti…
Bulutlar unutsa da saymayı
Kıyıya bir nefes kala
Biz bitiremedik çilesini mahzenlerin
Her kulaçta bir kul açlıktan öldü
Her açlığımız açıkta kalmışlığımıza…
Bir de yusufçuklarımız vardı
İçimizde bir yerlerde çırpınan
Bizdik o ipeksi soğukluğunda ölen çocukların
Fosfor-üstü sohbetleri
Mosmor örtüsü üşümüş bebeklerin
Dudaklarımızdı
Korkuya ölürcesine doymuş…
Bir avuç elem-i Zekeriya kaldı içimizde
Birazcık da Yakup’un hüznü…
Ama biz bir kaderdik
Biz bir ülkünün sürgünü
Biz Yusuf’un kuyular maverası düğünü
Bir hücrede ekmek gibiydik
Kaskatı kesilen hücrelerimizde
Kandan yoksun
Ve kanlar içinde boğulan
Bir böcek gibiydik
Yine de bilirdik böceklerin içten olduğunu
Hep en küçük uzvumuzdan vurulurduk
Hep en savunmasız rengimizden
Yutkunurduk sadece secdelerde
Ve dudaklarımız muştulardı huzuru
Topraktan olmanın coşkusunu
Toprak olan çocukluğumuzda…
Ve kar beyazlarda soyunurduk aslımızı
Kor ayazlarda kurulurduk mayınlar üstüne
Ve üstüne giderdik zulmün
Mazlum dirayetiyle
Olmayan kanatlarımızı bilerdik
En keskin hançerler yerine
Ve bağrımızdaki pamuklarla
Dokunurduk meleklerin ellerine
O gönüllerüstü serüvene…
Adı umut olan bir akrep soktu bizi
Acıdık
Ama kanamadık hiç
Ağlamadık yine de…
Şimdi mi?
barut rengi
Yorgunuz biraz
Solgun mevsim
Ve yelkovan…
İs’Mhy
5.0
100% (1)