15
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1983
Okunma
çıradan ateş
selamı kül eylerse maviye
sarardım sizi
sayısızca yanmazdık belki...
her insan kendi anlamını doğurur
bahar soluğu saçları var
dokunma!
güz alışırsa etek kıvrımlarına
sağuk bir telaş sarar
sonbahar sabahıma uyanır
don tutan kuş
gagalı umut soluğu baharıma eş
ezgime esinmiş şart ve çark aralığı
ara gök çaresiz konuşmalar
koğuşlu duvar dibi koşuşmalar
duruşuma duruşan eski bir sezi
elleri var ama kör çalınınca türkü
tut olurmu
sayıkıyorum ellerim var adında
tutuşamıyorum
kentim kül soluyor
sorma!
neşter gülden ilik bir diken
selamı salarsa haneye
bülbül sesi gıdığına sakla
şimdi
şahidin ellleri avuç hizasında
sanıyorum
tanıyorum
asılacak
korkarım bir daha
ağlamalara sarılacak
erkek yüzü
korkumda bahar soluğu saçların
kör türküler çal izole saygıma
gece
üşümüş elleriyle selamlarken karanlığı
kardeş mi olur tarihimin şiiri
yitirilmiş sahi’liğime
ben ve artanım
başaramadım şu bu olmayı
kaçışamadım...kaça saydın ?
şimo
sinan şeker