15
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
2381
Okunma

bırak sökük kalsın rüzgâr,
bu zırdeli düşün içinde..
gerçeğin ne anlamı var..
B.Keskin
’Ali için..’
()
ey dermansızlığımın mecali, takatim
sonsuz buzulumun yanan kalbi
sabırsızlığımın sakin denizi
gözlerimin huzur ülkesi
Behram..
sen gelmezden evvel kırık bir kemandım
bir ezginin tınısında döndü başım
sisli bir uzaklığın ötesinden
yakınıma geldiğinde
Aşk’tın..
günlerimiz neşeyle kafa tutuyorken yıllara
yıllar birikiyordu parmaklarımızda
ben sana dönüyordum
durmadan sen
ve biz..
reyhan kokulu bir ev düşlüyorduk
kahve tadında akşamlar
siyah saklı geceler
çılgınlıklarımız
ötelerden..
avucumun içinde avuç için varken
terlemiş dudak kıvrımlarımız
öbek öbek yansıyışlarımız
ve öpüşlerimiz
yangın..
dinle ey ömrümün reha dayanağı
el’den yakın ellerinin sıcağı
ben sana koşan kadın
sen bana sevdalı
saklı yanım..
(*)
duy beni
ay bereketi müjdeledi
yorgun argın sana geliyorum
öykümüzü meltem rüzgarlarının sesiyle
vurgun yemiş ılık yağmurlara sürüklüyorum
bir ses etsen çözülür
öfkemden büyük(tür) sevgim
ahh benim boşluklarımdan ka(na)yan yıldızım
gülüşünü gözlerimden iç, kana kana iç yoksa azalıyorum
sevgilim, beni aydınlığına çıkar, cemaline yansısın bir çekimlik soluğum
oyy...
benim iyimser adamım
şımartarak sev, aklımın iplerinden tut beni
saçaklı hallerimden yakala, yoksa düşeceğim uyandığımda
gülümseyen yanım, koynumuza esmer çırpınışlarca dökülürken hevesimiz
bizi bir bardağın içine sal, sarmaş dolaş olsun sıcak bir ikindide çırılçıplak bedenimiz
biz yutkunduğumuz bir yudum suda, gecenin en karanlık çıkmazında alnına dokunduk güneşin
bir daha dokunalım
bir daha damıtalım
bir daha
ölelim
...
fulya/temmuz2011