7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1391
Okunma

evet biliyorum
gecenin güneşi nasıl doğurduğunu gördüm
bir kudüs akşamıydı gözleri
ağlamaklı
şafak ağrılı bir nağme
en acılı kelimelerle kondu pencereme
ve seher
gelinciklere saçıldı önce
kızıl saçlarıyla gülümsedi
bir dağ ağırlığınca
ipek böceklerini özleyen
kumruların hiç tünemediği dut ağaçlarında
en çaresiz yanımla
günebakan ektim gönül bahçeme
ışıklar
salkım salkım
döküldü katre aynalarıma
eski bir anı seslendi
çağırdı beni mazinin avlusuna
takvimlerin arka sokaklarına koştum
barakasız şehrin
eflatun yağmurlarında
ama insana ne kalıyor ki
uyanınca yalan yalnış bir düşten sonra
incitilmiş fotoğraf gibiyim oysa
dudaklar suskun
gözler solgun
bir kızkulesi yalnızlığında ellerim
ve gözlerim meyus
gözlerimde sırılsıklam martı sabahı
selam veriyorum yalnızlığa
annesini arayan bir çocuk gibi
bizi aradım
köpüklere seslendim
kumları dolaştım
dalgalara bulaştım
su damlası misali
yoktun
yoktum
yoktuk
kaybulmuştuk gök mavisinde
bir düş sevdim biliyor musun
tenhasında sırılsıklam
bir akdeniz akşamının
ey ömre bedel saklım
körelttiğimiz umutları
hangi sözle anlatayım
gecenin karnında yanan
mum ışığındayım
saçlarını sevdim uyku aralığında
avucundan yağmurlar içtim
gözlerinden aşkı
gözlerin ki bir kevser yıldızı
sevdan bir evren
bir uzak gök derinliği
kokun cennet
ve gözlerin ki bazen
en azılı bir cehennem zebanisi
ah gönül sızım
nasıl da benziyorsun
varla yok arası her şeye
en çok aynalarda buluyorum seni
ben neredeysem sen oradasın
biliyor musun
yüzümdeki çizgilerde sen
yüreğimde her gün bilenen
keskin bir bıçaksın
en amansız karanlıklarda
süzülüyorsun gözlerimden
hicranlı sular gibi
aynalardan siliniyor silüetim
ey varlığı yokluğuyla denk sevdam
susma
söyle
çağırsam gelir misin
boşalır mısın bir nisan günü bulutlardan
yangınına yüreğimin
istesem göklerden bir yıldız çalar mısın
örer misin yeniden rüzgarı saçlarıma
soluğumdan içer misin kana kana
dindirir misin yangınını
dumanlı alnımın
kalbim sorunlu biliyorsun
nabzım sorunlu
aynalar ritimsiz
saatler şizofren
ve ben
kağıttan gemiler sürüyorum
gözlerinin turuncu melaline
dilimde anlaşılmaz bir bahar türküsü
bir yağmur sonrası desem
hani dağılınca katre gök bulutları
sığ bir gece yarısı
saatler çalınca yalnızlığı
uçurumlar uyanırken işte
o tanıdık
o şevkatli yüzünle
bir müjde gibi
bayram sabahına özgü
gelir misin
kırlangıç ülkesinden çağırsam seni...
5.0
100% (9)