5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1185
Okunma

sonu gelmez bir ezgiydim
düştüm yağmur damlasıyla
uzaktan yankılandı sesim
gülen masallar vardı içimde
her gece kapımı çalan yıldızlar
usulca hayallerime sızar
sızdığında ise denizler taşardı
yakamozlar düşerdi yüzüme
ay tutuldu gözlerimde
kör bir düğüm attı ellerim
gecenin tükenmeyen vaktine
sırtımda amansız vedanın ağır cefası
aşkın büyüsüyle
ortadan ikiye bölündü gece
kıvrandı içimde ılık bir rüzgar
yaşanan güzellikleri taç yaptım
giydirdim düşlerime
tüm maviler koptu dalgalardan
bağrımda sakladım seni
bir sır gibi
bin yıl ötesinde palazlandı sevda
rahmet dilendim bereket tanrısından
yoksul yüreğime
kah denizin sırtını çizdim vapurla
kah umut taşıdım koca bir gemiyle
demir attım limana
bir ıslık çalındı yeşil vadilerden bu yana
yankısı hala kulaklarımda
ne zaman dalsam uzaklara
her ikindi vakti
gözlerimde oynaştı hayalin
bir gün ay tutuldu gökyüzünde
bir gün ben gözlerinde
her mevsim yeni bir eylül getirdi
gün saydım beklentilerime
her akşamın sefasında
kokladım sensizliği
kokun hala tenimde
masallar döktüm geleceğin yollara
nurla örttüm üstünü dualarımın
bilirim bekler sahibini
her kulacı bir ömür sürsede
bu bekleyişin
bin yıl yeter mi bilinmez
yokluğunun her gecesinde
heyecanla misafir ettim pembe düşleri
gözlerimdeki kuraklık
sularla taştı
doldu asi seller umut denizime
her gam
her keder
yüreğimi dilimler
bilirsin
yüzlerden daha sahicidir kelimeler...
5.0
100% (1)