8
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1730
Okunma

değer biçilmeyen tablolar vardır
senli anlar gibi
baktıkça anlamı değişen
ve bakışın tomurcuğuyla
şekillenip gülen
ah be gülüm
hasreti solumak gibidir ölüm
ardımızda kalan yıllar vardır
ayak izimizden sorgulanan
ebemkuşağı sevdalara değip
motifler bırakan
gökyüzüne uzanan ipek yolda
sensiz adımlarla
güzel bir güne uyanayım diye
geceleyin
resmederim yüzünü şehrin üstüne
mavileşir sevda
hayranlıkla karşılarım hayatı
dudaklarda mor düşünce
öperek uyandırırım sabahı
ah gülüm
her köşede bir ağaç devrilir
sona erer sevda
gözlerimden son damla
düşerken toprağa
avucuma sakladığım
vurgun güvercinler uçar tek kanatlı
buz keser damarlarımda kanım
bakarım uzaklara
yorma kendini
beni anca ben anlarım
bir de geçmişime kazıdığım dünüm
sona kalır yanağımda gülünç
yüreğimde sana dair bir övünç
leylak kokusu duyulur uzaktan
öbek öbek alır içine beni
şimdi
sevdam bulutlara takılacak
birazdan yağmur yağacak
ve aşk
sırılsıklam olacak
bir gün
adımız düşecek kayıtlara
yaşadı ve öldü olacak
gülüm hadi
çimdikle içindeki sessizliği
dön kendine geri
ister buruştur at bir kenara
istersen sakla
BEN GÜNEŞİN KIZIYIM
romanın son sayfasında...
5.0
100% (3)