0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1028
Okunma

batık liman bir sehir
ışığa uykulu gözleri mısraların
gemileri batmış bir sahilden
mendiller sallayan
yaz saatı uygulaması vardı sizde
bizde tifi boran
yolları hiç kesişmeyen
iki doğru gibi
hep yanlış akan ırmaklar
zaman su gibi avucumdan kayan
bir cetvel ki hep kafama yedim
ellerim övünürken
sen ne güzel sevgiliydin
oysa okula hiç geç gelmedim
hatta kızıp üç tane üniversite bitirdim
hep bir yolda araba bekliyorum hala
uluslar arası bir tezgah
paçalarımdan akıyor cehaletim
iki yakam bir sen etmiyor
şimdi içimden ıraklaşırken ismim
sen ne güzel gidiyorken öyle
yayılıyor çevreye limanlar
tan yerinden
betimsiz giziyle
gezintisiz durağan yolcular
zincirli ayaklarım
hep bir “hiç” geliyor aklıma
hiçlikte mayam dokunuyor
hiç kimse gibi
bir hiç gibi sessizligim
bilenler susar
bilebileceklerse sağır
seni ilkbaharda unuttum
hala sonbaharda durağan
seni yazın cehennem sıcağı kuruttu,
beni kışın kara soğuğu bile unuttu,
simdi istediğin kadar bağır da bağır
çünkü her kes aynı köprüden geçmemiştir
çaresi yoktur hüznün
kendini ilaç sanır