16
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1872
Okunma
………………………………………………………………………………………………………….
Nice bir yaş döker ağlarsın kanlar
Garip öksüz melil yarsız Süruri
Gönül bahçesinde taze fidanlar
Meyvası tükenmiş narsız Süruri
Temelden kurumuş olmuş tarumar
Kabil olmaz yüzbin eylesen timar
Zevalını bulmuş cümle hep eşcar
Evi harap bağı yarsız Süruri
Sırrını bildirme sakın namerde
Başını uğradır onulmaz derde
Olur olmaz elin erdiği yerde
Niçün böyle gezen karsız Süruri
Ezelden karımız bizim bu yanmak
Mihnet şarabını nuş edüp kanmak
Ehli aşka göre nolsun utanmak
Ko desinler bana arsız Süruri -
…………………….
AŞIK SURURİ
……………………..
Süruri, 19 uncu yüz yılının başlarında, Sillenin Karhane şimdiki «Subaşı» mahallesinde doğmuş; ilk tahsilini Sille medresesinde yapmış, 19 uncu asrın yarısında İstanbula gitmiş, Saraya intisap ve yüksek bir mevki işgal etmiştir.
Sururi’nin ıskançlık sonucu diğer aşıklar tarafından zehirlendiği rivayet edilir.Bunun ne derece doğru olduğunu bilmiyoruz.Belki de genç yaşta yakalandığı bir amansız hastalığa yenik düşmüştür.
Sürurinin sülalesine Kurt Mehmet Oğulları denmektedir. Asıl adı Osmandır. Kör Bekir «Zehri», Haci Musa, Berber Mustafa adında üç kardeşi vardır. Bu dört kardeşten Süruri, Zehri, Berber Mustafanın oğlu Nigari şairdirler.
Süruri henüz medrese hayatında iken şiirlerini sazile terennüm ederdi. İlk eserlerinde üstadlarının, bilhassa Şeminin takdirini kazanmış ve muhitteki halk şairlerinin alakasını celbetmeye muvaffak olmuştu.
Sürurinin kendi el yazısı ile yazılmış bir cönkünü, Silleli Abdülcelil efendiden merhum Babalık sahibi Mazhar bey almış geri vermemiştir. Bu cönk, hali hazırda kimde olduğu malum olmamakla beraber neşredilmemiş, gizli olarak kalmıştır.
Bu kıymetli şair hakkında değerli Folklorcularımızdan M.Ferit Uğur, Sadettin Nüzhet Erğun, Konya halk harsiyatında ve yine Sadettin Nüzhet Erğun «19 uncu asır şairlerinden Silleli Süruri» eserlerinde kıymetli fikirler, vesikalar, şiirler neşretmekle beraber; Abdülkadir Erdoğan da Konya mecmuasında neşretmişlerdir.
Gerek M.Ferit Uğur, Sadettin Nüzhet Erğun ve gerekse M.Zeki bu kıymetli halk şairini Türk gençliğine tanıtmak için takdire şayan çalışmalar yapmışlardır.. Bilhassa, M.Ferit ile M.Zeki Dalboyun arasında (1) bir münakaşa cereyan etmiştir.
Ben burada Sürurinin kendi el yazıları ile (1250) hicri yılında yazdığı divanında mevcut olan Koşma, Divan, Semai, Kalenderi şiirlerini ve şimdiye kadar müteaddit mecmua ve kitaplarda neşredilen şiirlerini bir araya toplayarak neşredeceğim. Bu suretle Türk halk ve hersiyatına ufak bir yardım yapabilirsem bana ne mutlu...
Sillenin Halk Şairleri-A. Kemal Akca-Konya 1940
…………………………………………………………………………………………………………….
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-65-)(-)(-)(
Üzülme boş yere Kerim’dir Hüdâ
Senin kuşkuların yersiz Lüzumsuz
Sevinçtir Canandan gelecek nida
Söyle yaşanır mı yarsız Lüzumsuz
Ah çekip derinden atarsın nara
Döşünden sinenden eksilmez yara
Senin bahtın gibi oda kapkara
Dağların yücesi karsız Lüzumsuz
Sevenin halinden bir seven anlar
Bilir bir birini böyle yananlar
İnsanı kurtaran sevgidir canlar
Olmalı her yürek kirsiz Lüzumsuz
Kadrin bilmeyenden sakınıp kaçın
Seni sevdiğini sormazsa niçin
Yanarken derinden sen için için
Sevdanın ateşi korsuz Lüzumsuz
Sevdası eriyip gönle akmalı
Bakışı kül edip öyle yakmalı
Seven sevdiğine böyle bakmalı
Olur mu hiçbir göz fersiz Lüzumsuz
Gönülden sevgiyi eksiltmen n’olur
Eden ettiğinden karşılık bulur
Seveni ayıran iflah mı olur
Kötülerin yüzü nursuz Lüzumsuz
De hele Lüzumsuz sevda üstüne
İyilik dokunsun eşin dostuna
Gireni de gördüm çakal postuna
Sakın ha olma sen arsız Lüzumsuz
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (12)