İlk okula gidiyorum
1962 li yıllar
Kasım ayında başlardı
Yağmaya kar
Sabah 9
Öğleden sonra 3,5
Tam gün okuyoruz
Somun ekmeğini sıvı yağa
Bandırıp veriyorlar
Süt tozundan süt
Veriyorlar yanında
Amerikan yardımı mı neymiş
Efendim
O günde okul bitti
Güle oynaya
Mahallenin çocukları ile
Eve vardım
Hava kapalı ve soğuktu
Anam bağırdı
"Oğlum, niye saykallanıyon
Kar yağacak.
Hemen çık da damın
üstünü yurgula"
Evimiz hanay evdi ama
İki sarı keçi
ve Eşeğimizin kaldığı
Damın üstü topraktı

Hemen damın üstüne çıktım
50 yada 60 santim uzunluğunda
İki yanı çukurlaştırılmış
Mermer sütun parçasına
İnşaat demirinden yapılmış
Çekmeye yarayan demiri takıp
Yurgulamaya
Yani pekiştirmeye başladım toprağı
Bitirip indim
Kar da yavaş yavaş
Atıştırmaya başladı
Sabah uyandığımda
Her yer bembeyazdı
Kahvaltıda
Acılı çorbamı içtim
Lastik çizmeleri çektim
Doğru okula
Ama evden çıkmadan önce
Benim boyumdan uzun
Kuru üzüm küplerinden birinden
İki cebimi de doldurdum
Yerler buzluydu
Garaşlı (Karaağaçlı) dereden
Düşe kalka
Okula vardım

Kar kalınlığı
30 santimin üstünde idi
Dam üstlerinin
Kürünmesi gerekiyordu
Böyle günlerde iş olmadığından
Kürüme içini
Babam yapardı
Okul dönüşünde toprak örtü
Evlere baktığımda
Yerden dama kadar
Dam boyu kar yığınları
Olurdu
Bu kar bereketti
Yer altı ve yer üstü suları
Kar eridikçe coşardı
Cumartesi, pazar yağmışsa kar
Elek karbur ile
Yada FAK ile kuş kıstırırdık
Manaylı, bokça, serçe ve saka
En bol olan kuşlardandı
Birde buzda kayardık
Ayakkabılarımızın
Altları kalmazdı
Ama o kar görseli
Selcen de kar yağarken
Hiç gitmez gözümün önünden

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ