21
Yorum
50
Beğeni
5,0
Puan
241
Okunma

Çökelez’in zirvesinde
Üç kozda ki
Selçuk köyünün
Terk edilmesinden sonra
On üçüncü yüz yılın ortalarında
Selcen olarak kuruldu bu kez
Sarılı yörük cemaati
Sarıkaşın altına
Kıran yörük cemaati
Kıranyaka’ya yerleşti
Daha sonra büyüdü
Büyük köy oldu Selcen
Ben bu köyde doğdum
Yedi çocuklu ailenin
Beşinci çocuğuyum
Mütevazi köyümün
Çok renkli simaları
Büyük değerleri var
Benim için bunların başında
"Hafız Necip" dede gelir
Gözleri görmüyordu
Âm idi kendisi
Yolda belde her yerde
Dilinde Kuran
Çünkü o bir hafızdı, kuran ezberindeydi
İki oğlu bir kızı
17 torun vardı
Köy meydanında ki camide
Elli sekiz yıl (58)
İmamlık yaptı, beş kuruş para almadı
Altı (6) muhtar değişti
Üç(3) tanesi kadro alması için
Çok uğraştı ama
Necip dede kabul etmedi
"Dine hizmet para ile olmaz" dedi
Ücretsiz imam oldu
Elli sekiz yıl köyde
Her gün öğleden sonra
İki yada üç kilometre yürürdü
Gözleri görmese de, kimseden yardım almaz
Kalp gözüyle görürdü
Yürürken kuran okur
Tabiatla baş başa
Yol boyunca insanlar selam verip geçerdi
Ey Hafız Necip dede
Rahmetle ettim yadın
Bil ki hiç unutulmaz
Selcen de senin adın
Bir başka âmâ ise
Şükrü dedemiz vardı
"Kör şükrü" derlerdi lakabına da
Seyyar sarraf idi onun mesleği
Altın alıp satardı
Hep günü birlik
Parmakları gözü olmuştu sanki
Altının üzerinde
Parmağını gezdirir
Yılını, her şeyini, fiyatını söylerdi
Nasıl bir yetenek
Bilebilmek çok zor
Pazarlar da, köylerde
Hemen hemen her yerde
Bir Şükrü dede vardı
Altın alan ve satan
Kimseye minnet etmez
Kimseden yardım almaz
Rızkını temin eder
Kendisi kazanırdı
Bu günlük bunlar yetsin
Sonra devam ederiz
İkisini de sevdik
Ruhları şad olsun deriz
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
5.0
100% (35)