0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
910
Okunma
Seni yatırmak masalara
vücudunun içini açmak
bu gece
ay ile birlikte keşfetmek seni
kalbini tertemiz sularla yıkamak
var
bu damarlar nereye gidiyor diye sormak
ya da
bu cinayeti
bu kalbin nasıl işlediğini anlamak.
bilinmeyen problemleri çözmek için
daha da küçülmeliyim
damarlarının içine girmeliyim.
hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil
kanda var bu yollarda
alçak,kahpe bir basınç var
bir mafya var içten içe kemiren seni
bir hesaplaşma var
bu damarlardan çıkışda var
sen bilmiyorsun
şimdi başka bir yerdeyim
yediğin yemekler
ağız kokuları,yutkunduğun rujlar
yabancı maddeler var sana yakışmayan.
yukarılarda
senin denge noktan var
hangi yanın ağır basıyor
burdan bile anlaşılmıyor.
tek çarem kaldı
beyin
bu küçücük tepecikleri çıkmak
o kadar zor ki
hemde birbirleriyle
o kadar paralel ki
hangisi hangi görev peşinde
anlamak için
bir ictima gerekli
sonra daha aşağılara süzüyorsun beni
çok daha aşağılara
kötü kokan aşağılık mahalleler bunlar
yolkesenler,haraç yiyenler,ikiyüzlü insanlar var
delirmenin uçurumunda zor tutuyorum kendimi
bu evlerde milyonlarca ağlayan bebek var
iğreniyorum senden dışarı atıyorum kendimi
o güzel bacaklarına kafamı vuruyorum
küfrediyorum içgüdüme içten içe
bir insan nasıl bu kadar
kandırabilir kendini
nasıl bu pislik uğruna
hiçe sayar geçmişini
sana kızıyorum ve seni karşıma çıkaran
kör talihime
şimdi ben kendime mi yanayım yoksa
senin güzelliğine
uykudan uyanıyorsun yavaş yavaş
bayıltıcı ilaçların etkisi
geçiyor üzerinden
keşke ben alsaydım o ilaçları diyorum
keşke ben yatsaydım bu masaların üzerine
uyandığımda
ışıklar banim gözümü kamaştırsaydı
sen hiçbirşey bilmeseydin..
nisan 98 erdek