2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1616
Okunma

Kafiyesiz bir ormandır hayat
içinde kalabildiğin kadar rahat
Sen ordan çiçekler aşırırsın
Çiçekler kardeş türküleri söyler
bizim evde ölenler
sizin evde düğün var
serde değil surda toprak yer var
ayagına diken battığında anlarsın
“ser” “sen” de namusunu yitirirken
Bedeni sel yorgunu yurdumun
Ruhuma iner uyku
Tecavüz yılgınıdır kelebekler
namusunu kaybedecek kadar
hayat bir günlük
ömrüne miras sığdıracak kadar
ölümüne ayrılmasın nefesler, teller
yerden yolduğum buğday tarlası çocuklar
ölümün gözünün içine doğru bakacaklar
mut gibi geçecekler 1440 saniye çiçekler
derinden ilerleyen su yolu gibi
toprağın altından tüm köklere yayılsınlar
aykırı biten otlar
hoyrat çocuklarım vesselam
çukur ova misali
alüvyonları içine yutan toprak*
pamuk tarlalarından cigerlerim var
Adanadan çıktım yere
Yanağımda yara
Alnımda kurşun izi
Fanusta yaşayana toprak ögretir
Çeşmeye yanağı değmeyen
Yere eğilmesin
Toprak yükselir ona
Aykırı akar her derenin suyu
Denize ulaşan ala balık
Istakoza yem olur
Her gerçeği bilemezsin
Bari bir gerçeği bil
ölüm gelmeden önce
Kurtul bedeninden öl
Ruh toprakta bile nefes almayı bilir
bir kahkaha sesi gibi yüzüm
bir nefes gelecek közleri alevlendirerek
kükürt kokusu tutusturur kömür alevini
sönecek daha sonra eksikleri içine alan aşk
silinen izlere inat kendisinin arkasında çocuk
gidiyorum uyarmak için ölüleri
parlaklığını yeniden cilamak için
sendeki taşın
gün batımını tan yeri kızılına boyamak için çocukların
5.0
100% (1)