3
Yorum
0
Beğeni
4,0
Puan
1456
Okunma

şimdi gidiyorum, olsun!
asırlar koşmuş at gibiyim
Ben en çok giderken severim
Bırakmam geride hiç bir sey
Geçmisten gelece seferim
Ellerin kalsın dar ağacında
Boynuma dolanırken daha çok severim
Ben gitmeye yakın
Ardına bakmadan daha çok severim
Dişlerimi sıktıkça daha çok
Anlatmam uzun uzun
nasipten fazlasın da gözüm
sustukça daha çok
sen bilmezsin
kelimelerim geveze
ben yandıkça severim
duygusal hayatın ilk sabahi gibi
bahçem çınlamak istiyor yine
sonra rakı günlüğü
fırat akar ve serinler
yeni köprü mezar gibi
Sırada kim var
Yukarı yukarı kaldırmalar başını
bir YUNUS cennette misafir
Boşalır bende, erdemler gemiler
bu bir kitap uzun öyküler
karışık bir geçmişten aldığım nefes savaşmış
insanlık tarihi kadar eski bir savaş
Sarılmış yılanlar gibi yasak ağaçlara
Başı bir tabanca haydutların elinde
çıplak nüfuzlu meleklerin taştan varlıgı
cinayet istiyor hala
çıplak vücudunun zarafeti
çıplak harflerle bir güzel resimde
maymunlar tırmanmada ağaca
Bazen alacakaranlık kuşağı
Şişede kendi yurdu
Güneş gibi tapıyorum
Eğilmiş sahilde karnı
Güneş, renkli fotoğraf lehçe
meyve sepetlerin evcil hayvanları
Bana tabaklanmış tuzlu su verin;
acının gitmesine izin
siyah dişleri parlayan
dışarısı karanlık, pembe içinde
ben içinde siyah ve gül rengi
dışarda, metamorfoz
kokumu,rengimi degistiririn
Hyacinthe’i çiçekle değiştirdigi gibi
ağustos böcegini çam agacına salın
Bana ekmek fırını kokusu hissettiririn
öğle ağacı saatleri dolu gece
akşam yayılır yanında.
Bana kabuslar yasak
Güneş, Adem ve Havva’nın bahçesinde
Piyango, raflarında
vazo, kase, bıçaklar.
biz misafire kendimizi sipariş ederiz
göze zarar vermemek için
atlı karınca evi
kadifeden yürekleri .
Kopart acımı, sıkıca çek
bir yaslayabilsem başımı
şarlatan altın avcısı
sıcağım! Yine bir öğlen boyu
Ne dediğimi bilmiyorum.
gölgem yok etrafımda
güneş! oda bekçisi bende
Güneş, Buffalo Bill sokağı
şaşırtıyor aklımı afyondan daha gri.
bir palyaço, bir boğa güreşçisi
zincirlerim var asr-ı hüzünden beri
mavi bir zenci yıkıyorsun duvarları
ekvator, ekinoks arası
Güneş, dayanıyorum sana hala
şakağımda sokakların
tercih ettiğim hala
Güneş, tatlı cehennem
yüzün yaşadıkça bana uyku yok galiba
gece boynuma karsı
ölümü düşünmek çünkü çok çabuk geliyor
uyutuyor bizi çokça
aşk
yeniden ve yeniden doğruluyorsun
siyah bir pus bulutu gibi?
vaz geç kadın, vaz geç
yaban ördeği bu senin çocukların
bırak ayrık kalssın divanım
asırlar, denizler sürüklenir ardından
yüzdürür gemileri tersinden
yeniden güneşe doğru yüzün
tersinden batacak dünyan
5.0
75% (3)
1.0
25% (1)