5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1016
Okunma

Bu aşk
öylesine öfkeli
öyle kırılgan
öylesine körpe
Ve darılgan
gözleri bin yıllık
sürerken cismimi tarlada
tütünüm kesat
cemreler yağdırır ellerime
ilkbahara hasret
yeniden doğmak için ne güzel fırsat
Bu aşk
gün gibi berrak
Ve havalar gibi kırık
nemli topraklar gibi
öylesine ıslak hala
öylesine mutlu
öylece neşeli
bir o kadarda alaycı
öyle bereketli
bir çocuk gibi korkuyla titrer karanlıkta
bir o kadar da emin kendinden
dalgalı denizde sakin bir ada gibi
Rengi kırmızı
Çatal yürekli
yaralı ve asi
nasılda hala soluk almada
güneşli saçları
hiç bir şey yokken o vardı
ve her zaman yeni
hiç değişmedi
bir bitki kadar gerçek
bir kuş gibi ürkek
ilkbahar gibi çiçeksi yine
inatçı eşek gibi
arzu gibi yaşayan
hafıza kadar zalim
pişmanlık gibi saf
hatırlamak kadar müşfik
bir mermer gibi soğuk
Güzel günler gibi
dallar gibi kırılgan
gülümseyerek bakıyor hala
hiçbir şey söylemeden
Evet ağladım
yürek sesi gibi nihaventsiz
Benim için her kes için
duruyor hala orada
Bir zamanlar senin olduğun yerde
unutma
Ve her hangi bir yerden
bir işaret gönder
sonra bir ağacın dalından
sızıver aniden
el ver elime
5.0
100% (2)