Sür yüzünü tenime
Dudaklarımın çöl kuruluğunu
Yağdır teninin sararmış rengine
Yapışan demircinin demirindeki
Kuvvetinde
Adımızın kanayan harfleri
Damlasın paslı yolların ayak izlerine

Tenlerimizin dökülen terleri
Avuçlarımızın günahlarında sevişsin
Sen düşür kendini kucağımın
Ateşine

Sen yanaş yanan yüreğime
Saçının kızıl renginde dökülen
Yıldız parçalarını sür yolumun aydınlığına

Gözlerim uzağında ışığına sevdalı
Dalgaların sodalı sularında
Kulağımdan düşerken adın
Dalgaların yüzümdeki falezlerinde
Yeni limanlar
Haritamın sayfasından
Yeni Atlantisler
Açar sonsuzluğun kapısına

Düşerken gözlerim yere
Sen el salla yüreğime
Koynundan sana sardığım ruhumun
Parçalarını kendi yüzünün rengine sür
Işıldayan ayın gölgesine

Önümde halkalar semazen tennuresinde
Dalgalanırken demirli yüreğim
Limanından yükünü almaya geliyor

Aç yüreğinin kapakçıklarını
Seni senden çalmaya geldim
Çıplak ruhumun sardunya kokusunda
Büyüttüğüm sevgi fidelerini
Gözlerinin okyanusunda dikmeye geldim

Dudaklarım kurudu yolunun uzağında
Beklediğim kıyının sarhoş bakışında
Beklemek asrıma çivilenen dudak söküklerimi
Söktürdü dalgaların sodasında

Uzatsam ellerimi kırmızı ruhuna
Damlayan kanımın renginde
Dudaklarının çizikleri
Nakşedilir mi yüreğine.

Sesimi kısıp kulağına
Seni seviyorum ey sevgili dediğimde
Kim olduğum için yüzümü tırmalar mısın?
Tırnaksız ellerinle…