5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3672
Okunma

Açım dedi!
Yüzümün sabah ezanından
Kalma nuruyla
Seccadeye uzanmış
Yüzümün örten titrek elleriyle
İçimden güneşi uzatarak
Ellerime
Açım ve gidiyorum…
İçimden bir yol geçti bir anda
Uzağın terli bakışlarından
Ömrümün kesikleri geçti
Gözümden ruhum geçti
Kaybolan boyunun uzantısında
İki çift gözdü gördüğüm
Bedensiz ruhsuz bir dünyanın
Avuçlarımda kaybolan su damlasıydı
İçimde birikende insansız
Bir saldı içine giremediğim
Gezinemediğim düşler
Gölgemin arka kapısından,
Sesini uzatarak kulağıma
Açım ve gidiyorum!
Açlığımda kaybolan bedenim
Ruhuma ağırlık yaparken ben sizi
Dinleyemem dedi ve
Çekerken kapıyı
Takılı anahtarımın
Kapı deliğinden karanlığımı düşürdü
Ayaklarımın ucuna gözlerimi…
Yürüyen
Bedenimin ardında
Göremediğim sesti uzağın karanlığında
Birikmiş kirli bir geçmişin
Ayak izlerinde yürüyen
Açlıktı sararmaya yakın ve
Gördüğüm solduğum şey
Kalbimin içinde patlayan
Çivili bir Molotof tu
Aslında
Sesimin titrek tellerinde
Kokuşmuş yoksulluktu
Bahçemin kırık ağacında
Yapraklarıma seremediğim kurumuşluktu
Direncimin tellerinde boynuma doladığım
Cennetimin susuzluğuydu
Gideremediğim ruhumun ağırlığıydı
Suskunluğum!
Duvarda asılı kelamdı
Kalbimden dökülen
İçimde yanan ateşti gözümden akan…
5.0
100% (7)