5
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
2511
Okunma

Güneşin aydınlığında büyütüyorum küçük insanları
Gece olunca her biri kurbağaya dönüşen
Uzun uzun koridorlardan geçiyor
Her kapı arkasında kirli yüzler görüyorum kendine gülen
Uzak sesleri çağırıyorum sevda diye
Gözlerime karanlıklar düşüyor ve büyüyor uçurum çiçekleri
Aylak zamanlara çıkıyor yolum
Umudum üşüyor söylenmeyen şarkıların nakaratında
Hacimli yalnızlıklar uyanıyor sessizliğimde
Kendine otuzbir çeken gecelere iniyorum
Ayaklarımın ucunda dans ediyor boş bir konserve kutusu
Saklayarak zamanı iki kaşımın ortasına
En işlek caddesinde duruyorum kentin
İzmarit kokulu
Tatları ekşi öpüşler birikiyor ceplerimde
Aşklara ev sahipliği yapıyor zemin kat ikramları
Bir çöp bidonunu ateşe veriyor şişe dibi kahramanlığına soyunan adam
Gözlerinde ölmüş zafer işaretleri
Aklımda sen
Cebimde uyduruk düşler
Dudaklarımda ekşimsi bir tat
Gecenin alnına çakıyorum bütün pezevenkleri
Gün doğunca nasılsa hepsi efendi olacak
En iyisi vakit varken kimlikleri değişmeli
Ve deşmeli karnını gecenin
Rezerve edilmemiş bir güneş az sonra üzerlerine doğacak
Asırlık aşklar/ asırlık yalnızlıklar
Karbondioksit yağıyor kimliksiz ağızlardan
Kişilik bozukluğu diyor psikopatın biri
Konuşuyorlar/ konuşuyorlar
Gereksiz bir işgal bizimkisi
Olduğumuz yer hep şikâyetçi bizden
İçimiz korkak/ dışımız küstah
Yine de sana düşüyor yüreğim oynaşırken gece edepsizliğinde
Seviyorum seni en ayık saatlerde
Ayyaşlığım bana küsüyor
Düşüyor başka tenlere
Zehrini akıtıyor sahte aşkların
Sahi!
Giden bizden mi..…
sevgi dündar//ağustos2010
//hani böyle atıp tutuyorum ya ben…kahramanlığı bırakalı çok oldu… gölgende saklansam da biraz dinlensem…//