1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1082
Okunma
Bir kadın ağlıyordu uzakta
uzaklardan, bir dost eli dokunabilseydi
omuzlarına.
Kıyısında oturulabilecek, bir deniz çizebilseydi
dolunaylı gecelerde,sallanan dalların gölgesi
ve denizden gelen meltemleri
o kıyıya koyabildeydi.
Bir kadın ağlıyordu uzakta
yüreğindeki karakışların ayazında,
dökülen her damla;
erken aşklar,geç kalınmış buluşmalaraydı.
Bir dost eli dokunabilseydi,omuzlarına
çok uzaklardan.
Aslında o dostta hazırdı dört duvar arasında isyana
o son yağmur o son fırtınadan sonra.
Kadın ’’Bağlanmıyacaksın...’’diyen;
bir şairden esinlenerek kendini anlatıyordu.
Yaşamın tekdüzeliğine kafa tutuyordu,
yüzünde yorgun ve yalnızlık çizgileriyle,
hayatın derinliğinde kayıp yılları
uluorta seslenişiydi.
Bir kadın ağlıyordu;
Eski yazılarını açtı,
eski resimlere baktı,
gölgesinde kümelenen sevdaları,
can alıcı kayıpları gördü.
Geçmişin izini yakalamaya çalıştı
içini eskilerden bir kor dağladı;
ve son sayfaya bir not düştü:
Her sevda bir ayrılık yaşar zamanla,her sevda farkında olmadan solar,offf hızla
akıp giden yıllar.Ağlamalı ama yıkılmamalıyım,solsalar bile,alamaz kimse zamanın
durmuş saatlerinde,penceremdeki mor menekşeleri ve ben yine her gece yıdızımla
konuşmalıyım.
Umut Erden
5.0
100% (2)