1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1132
Okunma

Ömrünce aradın hep, dolaşıp diyar diyar
Katlandıkça özlemin hasrete, damar damar
Bahar bahar oldukça gönlümde yeşerirdin
Mevsim mevsim doldukça, durmaz özümü yerdin
Lâkin hüznün yetmedi gönlümün cefasına
Meğer sitem nimetmiş bahtımın sefasına
O atik soluğumla çalan kader saatin,
Anıtlar mahzeninde körebelik hayatım…
Yollar biter... Günler biter... Hayat taş yağar menzile,
Çöle hasret sular gibi akıp giderken kafile…
Ne o muhteşem mazi kükrer durur, tâ derinden,
Ne de beklenen âtî çalar beni kaderimden…
Buruk bir anı olup irkildikçe yerine,
Gözü yaşlı analarda girmez kefenine…
Ne kalp ağrısı sevda, ne can içinde cânân,
İki kapı dört direk içinden çıktığın han…
Yalnız... Tek yalnız kalacaksın, bitkin ve yorgun,
Onulmaz bir yarayla bilmezsin uyuduğun…
Âfâkın yaldızları çekilirde an bean,
Hiç ürperti görülmez, eskimiş endamından…
O hazin tecellinle gözlerindeki ıslak,
Bir kader çarpığısın uzanmaz ayağın bak!..
Mühürlenmiş dudaklar, konağa küskün gözler,
Kullara tespih oldu söylediğin son sözler…
Devir devir beklesek, kavim kavim inlesek,
O takdiri Rahman-ı hangi beyin eşecek?!..
Kabardıkça kabardı içimde bu karakış,
Ne adalet-i mutlak fayda vermiyor kaçış...
5.0
100% (2)