0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1241
Okunma

Kurşunun yarışmaktan utandı
Hedefe ulaşmakta sabırsızlanan
Sadakta ki okların
Nöbet değişiminde
Avazı dağların yankısında pusuya yattığı yerlerde
Yel yorgun
Gül solgun
Bülbül bitkin dururken
Sonsözü söylemeden…
Güneş, izin almadan çekip giderken
Veda etmeden güne
Söylem olarak kalmak bir tek
Kulakta küpe
Bellekte uhde olarak…
Her şey yorulurken yorulmadan
Yakmak kendini
Bitmişin gözbebeğinde
Darağaçları asmakla
Tüketirken günahlı kulları
Kaybolan yıllarda tüten
Harabe bacalardan
İz olmak
Kaybolan gözyaşlarında
Sevgiye tutsak…
Dallar yeter artık deyip
İsyan edercesine yaradılışa
Salarken kendini arzın rahmetli kucağına
Usanmışçasına görevinden…
Yeni bir uğraş
Çılgın bir sıçrayış aramadan
Kimi Kimsesi olmayan gecelerde…
Yollar, pabucu yarımlardan
Vadiler, yetim ıslıklarından kırgın
Derman ararken;
Son ağıtını yakmak için
Kaybolan düne
Yepyeni bir günde
Yepyeni bir başlangıç bulmaya didinirken
Heveslenen
Kuş konmaz ot bitmez çöllerde
Ne varsa beklerdi âlemde
Kuru dudaklarındaki çatlaklara merhem
Yılgın ayaklarındaki takatsizliğe ilham olup
Alıp götürür diye…
Tarihi onla başlatıp
Varsa var
Yoksa yok oluşuyla avunurken
Ayak vuruşlarında yer küre
Kafa atışlarında dünyanın titrediğini
Yürürse her şeyin yürüdüğü
Konuşunca duyan kulakların sağır olduğunu
Cesaretin, sahavetin hepsinin onda
Açarsa çıkını he şey sevindiğini bilmek.
Serçe kuşları, ibibikler
Sürüngenler…
Kurmuşken saltanatını
Atlas sadrımın ortasına
Farkına varmak gerekirmiş
Her sabah gün doğup batsa da
Gece tüm süflileri bile bağrına bassada
Her yolun bir başı bir sonu varmış…
İnsan suretinde yaratık olmaktan başka
Eşrefi mahlûkata Namzet olmaya değer
Kendinden başkası için,
Ocak başlarında anlatılıp dinlenilen Efsane
Hayattayken;
Eşelenen topraktan çıkması beklenen kahraman
Yoksul ekmeğine katık
Memattayken;
Sevgilinin kucağında uyuyup
Saltanat sürmekmiş
Aslolan meğer…
03.03.216
Abdurrahim KÜÇÜK