Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
abdurrahim
abdurrahim

Bu kaçıncı Ayrılık ?!..

Yorum

Bu kaçıncı Ayrılık ?!..

( 1 kişi )

0

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

659

Okunma

Bu kaçıncı Ayrılık ?!..

Bu kaçıncı Ayrılık ?!..

Zifiri karanlıkta düştüm arzın kıskacına
Yeni soluk alıp verme çabalarım
Unutturmamalı yalnızlığı.
Etrafımda sevinçle karışık çığlık nöbetleri.
Oynatarak ellerimi, ayaklarımı, çırpınmalıyım
Aldırmadan, aldırış etmeden onca sese
Anlamsız sözcüklere…

Gemini kıran küheylanlar toz duman ederken ortalığı
Kimselerin çekinmeden söyleyemediği türküler söylemeliyim.
Şarkılar, naatlar kasideler…
Kendime özgü kelimeler bularak,
Yeni lisanıhâl dilimle konuşabileceğim.
Koparken körpe yüreğimde vaveylalar,
Haber vermek için gelişimi,
Tenha kimsesiz virane köşelerde habersiz
Yüceler yücesi Hâlık’ın inişli çıkışlı kullarına.
Çıkışın mahlûkatın erişmeyeceği atlas sedirler
İnişin alçalışın son noktası olduğunu.

Gözlerimi açıp açmama karasızlığına bırakıp,
Tüm cesaretimi toplamalıyım.
Küçük yalnızlıkları ardıma alıp koca yalnızlıklara,
Henüz ırgatların bile keşfedemediği yeni yollar bulmalıyım.
Avans vermeden kimsenin kuruntusuna,
Geceleri kışlık erzak gibi saklarken,
Rutubetli gizli köşelerinde kilerin,
Âdem’in hamurundan yapılmış küplerde.

Suluğuma sarılmadan hasret çeker gibi,
Güç almak, öç almak için yeni düştüğüm hayattan,
Sarp kayalara tırmanarak bir sincap edasıyla,
Girdiğim kimli, kimsiz bostanlarda,
Hevese tutsak ellerim ve ayaklarımın küçüklüğü,
Küçük düşürmesin beni.
Çırpınışlarım, meydan okuyuşlarımın ilk işaretleri değil.
Dizginleri elden bıraktığım sanılmasın.
Yılları nasıl yalnız bıraktığımı göstermeliyim.
Mahpus günlerinin intikamını almalıyım bir bir,
İçerde geçirdiğim.

Mesafelerin uzaklığı hiçbir zaman daha uzak olamaz,
Gönül uzaklıklarından.
Hangi mevsim eserse essin rüzgâr,
İlkbahar yaprakları, fazla direnmemeli önünde.

Ekmek çalınsa da ırgatın midesiyle,
O farkına varmadan,
Hâlâ eskimez insanî düşüncelerle,
Savrulurken hayatın bulvarlarında,
Marabaların cami önlerindeki muammalı halleri,
Zehirlenmiş mahalle ’muzurlar’ı gibi,
Okunmaya çalışılırken elleri arasındaki iki çukur halkada
Devasız derdin pençesinde çırpınan baykuşlar,
Derdinin gözlerini kamaştıran güneşten ibaret olduğu zannıyla
Atmamalı kendini karanlık dehlizlere
Çoban azıksız, yetim katıksız kalırken...

Ayaklarım geçerken eşkiyânın kurdu pusuyu yararak,
Geçit vermez dağların büyüsü bozulup,
Bir balyoz gibi inerken zorbanın şah damarına;
Dikenler gülün etrafında yeniden devinmeli,
Düş kurmak için.
Yeni bir düş…
Yeni bir dünyayı gölge gibi alıp ardına salınmalı
Servi söğütler...

Mehtaba kafa tutan buğulu gözlerin büyüsü,
Gecenin iki yakasını bir araya getirerek dağılmasın diye,
Sıyrılmak için arasından dünü sırtlayarak,
Koşarken kaçırmamak,
Uzun ve uzak hedefleri.
Kösteklere aldırmadan
Yıkarak bentlerini.


Kendilerini dahi sanan mimarlar,
Önünü kesmek, engel olmak muhayyilelerine dalarken,
Güneş nasıl söz dinlemez,
Nasıl boyun eğmezse koca çınarlar serseri yellere,
Yüceliğinden taviz vermeyen dağlar,
Düzlükleri nasıl serinletirse,
Kurumuş dudakları ırmakların ağustos sıcağında…
Kimi çok, kimi yok yemekten düşerken hastane yollarına ,
Kollarımı açarak uçmalıyıyım kurtulmak için yangından,
Yarınıma el koyan korsanlar yaklaşmadan menzilime.
Fikrim kabul etmezse alçak dağların zorbalığını,
Kafa atmalıyım can damarına,
Öteleyerek önüme gelenleri,
Yıllanmış suskunluğunu bozan volkanik lavlar gibi
Sünerek kaçışların ardından…

Mektepler vesile olunca ayrılıklara
Aldıramadan dökülen incilere gözlerimden
Anladım dargınlığımı.
İsyanım;
Ne tüm güzellikler içinde beyaz bir kelebeğin,
Kokuşmuş insan sülietlerinin kirini temizleme çabaları
Ne derebeylik kurma sevdaları
Kavgamız, toprağın suya karışması
İlk ruh üflenişiyle başladı.
Bir lokma ekmek, bir katre su uğruna
Dost düşman ayırt etmeden
Süzülüşüyle nazlı, niyazlı…

Kaçışların yakalamak olduğunu anladım vedadan.
Arkası gelmeyen ayrılıklar önünde.
Çiçeğin dikine hasreti,
Kuş konmaz kervan geçmez bozkırların,
Yüreğinin en kuytu yerlerinde beslediği billur sesli kekliklerin,
Ayrılıkları geldi aklıma.
Nöbet değişimi zamanı geri almış.
Varışı olmayan kaçışlar bekleyişlere
Kapı aralarken ecel…

Kalbimi sahta bir dost edasıyla mavzer kurşunu,
Delerken en ince, en hassas yerinden,
Mevsimlerin son baharda kararlı yürek çarpıntıları,
Olağan yaşamları vururken acımasızca sert kayalara,
Uyanırken kainat derin uykusundan
Yırtarak gaflet perdelerini,
Boyacı, simitçi, supyanlar,
Ayaklarının altındaki devinime aldırmadan.
Yarışırken toy atlar çatlarcasına kulvarlarda
Yediği iki lokma ekmeğin bedelini ödemek için,
Önü ve arkası kabarık hesapları.
Bir veda yaprağı daha düşer takvimden

Göğün ve yerin anlaşması seherde,
Ateşlerken ümit fitilini,
Nasırıyla güçlenen minik ellerim,
Yeniden dönerken ürkek ve titrek günlerine,
Dağınık saçlarıma aldırmayan eşiğim,
İçinden çıkmadan haydi dön! Diyen döşeğim,
İki ayak üzerinde milli kahraman edasıyla,
Zafer turları attığım dar sokaklar,
Alışamadılar dört ayaklı yıllara dönüşüme.
Hazır değiller…

Koynumda büyüttüğün yılların küskünlüğü,
Hesabını yaparken,
Bağrımda yeşeren acı güllerin kulak çatlatan naraları,
Alçalınca,
Vasiyetimi yazarak arı vızıltısıyla,
Ağlamaya mecali kalmayan,
Meltem rüzgârlarına son isyan hazırlığında başım.
Üflesen sönecek fener gibi duran gözlerimin üstüne çivili kirpiklerin
Suskunluğu kalacak hatırda,
Yüreğimde kalmışsa hala sayma cesareti,
Konuş Ey gözlerim!
Bu kaçıncı ayrılık?!..
03.09.2009

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Bu kaçıncı ayrılık ?!.. Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bu kaçıncı ayrılık ?!.. şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bu kaçıncı Ayrılık ?!.. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL