86
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
5462
Okunma

tavafta gönülkâbe kıblesi aşk sûresi
sabiha )küçüktüfekçi
2010
İlhamım Sabiha Hanımın bu çalışmasıdır. Şiirimi kendisine ithaf ediyorum.
Sevgilerle...
Peygamber (s.a.a); “Günahların gökler, yıldızlar arş ve kürsü kadar olsa dahi Allah affeder.” buyurdu.
Adam; “Bunlardan da büyüktür” dedi.
Peygamber (s.a.a) kızarak; “Ey genç!, Senin günahların mı büyüktür yoksa Rabbin mi?” buyurdu.
O genç adam secdeye kapanarak; “Rabbim münezzehtir, her şeyden büyüktür.” dedi.
Peygamber (s.a.a); “Büyük günahları büyük rabbinden başka kimse bağışlayabilir mi?” buyurdu.
Genç; “Hayır ya Resulullah” diyerek sustu.
İmanla ölen günahkâr müslüman, cezasını çektikten sonra Cennete gider. Ancak, bir kimse, (Cennete gitmek için amel şart değildir) diyerek ibadet etmezse, işlediği günahlar kalbini karartır ve imanı gidebilir.
Günahkâr mümin, cezasını çektikten sonra, Cennete girer.
Yalnız ibadeti ile Cennete girmez. Çünkü yaptığımız bütün ibadetler kabul olsa bile, bir gözümüzün şükrünün karşılığı bile değildir. Cennete, Allahü teâlânın lutfu ve ihsanı ile girilir. Lutüf ve ihsana kavuşmak için, iman etmek ve salih amel işlemek gerekir.
Bir insan ne kadar çok ibadet ederse etsin, ibadeti sebebiyle kendini mutlaka Cennetlik olarak bilmemelidir. Kulun vazifesi ibadet etmektir.
Farzları terk etmek büyük günahtır. Bu günahlardan kurtulmak için ibadetleri yapmak gerekir. İbadet yapmadan Cennete girmek için dua etmek günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Akıllı, nefsine uymaz, ibadet eder. Ahmak ise nefsine uyar, [ibadet etmez, günah işler] sonra da Allah’ın rahmetini bekler.) [Tirmizi]
*
Üst bölümdeki olaydaki gencin akla hayale gelmeyecek günahları vardı.
Ancak bunların affına sebep ibadet ve yaşantısı ile Allah’ın lütfuna erişti.
Cennet ucuz değil cehennem dahi lüzumsuz değil...
Kızgın bir ateş ile erimektedir sanem
Ve müdâvim zemheri ayağından tutmakta
Tepesinden yapışıp sürüklerken cehennem
Vahşet dolu sahneler cinneti yaşatmakta
Alabora halinde şeytanın bedenleri
Cehennem çukurunun en önde gidenleri
Günahına karşılık bu yolun harc-ı rahı
Şüphesiz azap olur bilmez isen desturu
Ahirette çıkacak elbet masumun ahı
Yaratırken yazıldı günah-sevap düsturu
Görmekten de önemli gönül müşâhedesi
Ders almaya vesile cehnamın müsveddesi
Yüreğe doğru yürür kızıl renkli hutame
Fizikten çok ötede gelen manevi azap
Okunuyor huzurda alçaltıcı bir nağme
Övünmenin cezası işitilen bu hitap
Arkadan çekiştiren! Gör bak şimdi haline
Mal yığarak sayanlar! Yan şimdi ahvaline
Üst üste yuvarlanır ateşlerin dalgası
Kale büyüklüğünde fışkırmakta kıvılcım
Demir topuz tepede dev gibidir gölgesi
Emir verildiğinde gövdeye başlar hücum
Elbiseler ateşten; boyunda demir halka
Fasıklara dolanır, yılanlar halka halka
Kan sızan gözleriyle bakıyor ’sanki ceset’
Sessizlik girdabında sağır eder çığlığı
Tek kelime etmeye kimsede yok cesaret
Duyabildiğim; yalnız, ’inleyen hıçkırığı’
Çevir Allah’ ım çevir, çevir sana yönümü
Habîbullah aşkına affet benim dünümü
Yandı Allah’ ın evi, bir rahmet yağsın ister
Kalbimi küllendiren dayanılmaz manzara
Yalvarırım Allah’ ım bana bir çare göster
Medet Ya Rab! Diyorum, nasıl düştüm bu dara
Beni kurtar! Diyerek semaya kükrüyorum
Cehennem azabının aksinden ürküyorum
Ateşinde kavrulan kullarından bir kulum
Gırtlağımda savaşan pişmanlık dolu feryat
Merhameti beklerken, yaşadığım hep zulüm
Böyle ummazdım seni, ’Yandım Allah’ ım, heyhat!’
Zannın gibiyim deyip, emretti meleklere
’Çıkarın cehennemden, alın gidin göklere!’
Eşhedü en lailahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve Resulühü
Birden Allah’ ın evi gözyaşıyla canlandı
Lal dilim çözülünce öze şahadet doldu
Sözlerin heybetiyle feza heyecanlandı
Tevhidin sırlı gücü kalbime medet oldu
Bunca günaha rağmen kurtuluşa yol var mı
Tekbir ile şahadet cehennemi savar mı
Konulan terazide şahadet sağ kefede
Günah dolu hallerim yığıldılar solunda
Şahadetin heybeti görünüyor küfede
Artık günahkâr beden kurtuluşun yolunda
Şimdi Allah’ ın evi tavaftadır Kâbe’ de
Şahadetin nimeti çınlasın gök kubbede
Müjgân Akyüz/MAJ