10
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
3216
Okunma


Uykusuz geçen günlerimde,
Birşeylerin yokluğunu hissedeceğim.
Uzanıp sırt üstü yatağıma,
Yar(ın)ı görmeyi hep hâyal edeceğim...
M. Cân Gündede
İşgalcileri gönül şehrimin
saldılar Kabil’in artıklarını
yayılan kapkara irinlerinin
renginde gözyaşı döker gül yaprağım
Sen ey rüzgâr, sen de tersten esmektesin
şeytanın soğuk nefesini bindirerek toz bulutlarına
sulamaktasın yüzümü
ruhumun çığlıklarıyla daha bir şevke gelen
çirkin suratların kahkahalarıyla
tokatlamaktasın özümü
Lanetlenmiş cesetlerin yasaklı ruhları
söylerler şarkılarını şahikalarda
ulurlar Ay’a karşı, ezberleri nakarat dizeleri:
“ vaat olunan buraları benimdir benim
ırkımdan olmayan senin efendinimdir, ben efendinim…”
İnsanlar görünmeyen çarmıhlarda
azmanlara kölelik uğruna
Ense kökümde ayak izleri
İşaretlediler bir bir yıldızlarımı
karartmak adına sokaklarımı
artık bu soğuk, ıssız ve karanlık vadide
karabasana yatarım, zifirdir gecelerim
acının tutanakçısı gözlerim
açılmaz ki zulmü anlatsın
ya da sel olup aksın
aksın
akıp gitsin bu coğrafyadan
Öfkeydi kelimeler, seçtiğim içinden
secdem yüreğim gibi sımsıcak
alnımda çizgileri yaratanın kutsadığı geleceğin
şekilsizliklerin bin bir izini kirli aynalarda değil
âmâ gözlerinde Zehra’nın kahrımı seyredeceğim
Affına sığınıp ey sevgili,
vicdanıma nihayet eğileceğim
ve tam orta yerinden bu dünyayı
ikiye biçeceğim
Elimdeki silah yasak ikiye bölünmüş Kitap’tı!
Sen iyi bilirsin sevdalım
koynumuzda sakladıklarımızı çektiklerimizi
bataklıklara ekip unuttuğumuz bükük lotusları
yamaçlarda yalnızlığa terk ettiğimiz zambakları
Lût kavminin artıklarını da…
Gözlerimle işaretliyorum şimdi
linç edilmelerine bir adım kaldı
Musa’nın soluğuyla doldurdum yüreğimi
İsa’nın elleri ellerimde
Sürekli terleyen alınların hesabı
vebali ellerden sorulacak
ama bu mutlaka savaş olacak
haşin yiğitliklere gebe
bu savaş önce bende kopacak
yenildim mi!
Gerisi kolay ey Müslüman...