şafağa değsin ellerin toprağın derin kokusunda
tutuşturup ak kor nurları ışık hızında
yeşili koynuna almış gece kızıllığında


asırlık esaretinden uyansın kalksın şehir
tüm ihtişamıyla gökkubbeye selam dursun


yükselsin ezan sesinde arşa uzanan duaların aminleri
bu şehirde öyle bir emanet var ki
yapışır günahlarımız çıkmaz kirleri tenimize
peygamberimizin nurunun değdiği ellin sahibi yatar içimizde


fark edilmezmi nuru her gece yanar gökkubbede eyüp sırtlarında
sahibsiz bir şehirde korunası gözetir dualarıyla asırlardır


düşer gün gün şefaatine nail olmak için dilimizde kilit dualarımız
utanır gözyaşlarımız inceden süzülür yanaklarımızdan


nabız atışlarımız dursun derinliğine eremezsek eğer
kör fırtınalara değsin ayaklarımız tükensin nefesimiz
dualarımız onun dualarında kabul buyursun pak olsun kirlerimiz


ahter gibi uzaklardan düşer bulutların salınışında bereket üstümüze
onun varlığı aydınlıktır şefaattir şehrimize


beyaz sihiri giyinse son duvağımızı nasipse helalliklerle
bürünse şehre dönse toprağım kabire hasreti içimde
nizam gününü bekler asrlıklarla birlikte


söylemesin dilim sussun konuşursa kelamında kaybolur düşüncelerim nasılsa..

n.altın 09/06/2010


ahter: yıldız


HAZRETİ HALİD BİN ZEYD (EYÜP SULTAN HAZRETLERİ)
Değerli zatın bu şehir de olmasından duyduğum sevgiyle döküldü nacizane kalemimden.




Edebiyat Defterinin Değerli Yöneticilerine,
Seçki kuruluna, şiirimi okuyup değerlendiren şiir dostlarıma çok teşekkür ederim. Selam ve Sevgilerimle,