16
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
6726
Okunma

Güneş bir günün daha üzerinden geçmeye hazırlanıyor
Akşam şafağı yavaş yavaş şehrin üstüne inmekte
Hava ılık, günün tüm yorgunluğu binmiş omuzlarına
Gözlerin takılı kalmış şafağın kızılına…
Umutsuzluk rüzgârının saçtığı hayaller,
Sanki sokaktaki herkesin üzerine
Avuç avuç saçılmış.
Etrafını görmeye mecal yetiremezken
Küçücük bir bahçeden taşan leylâk dalı;
“Yaşıyorsun bak” diye haykırırcasına
Rayihası ile davetkâr;
“Buyurun, görün beni!" der gibi..
Eğmiş dallarını sokağın karmaşasına
"Buradayım!" diye çığlık çığlığa
Kokusunu salıp çağırmakta seni.
Birden fark ediyorsun onu,
Çekiyorsun öbeklenmiş çiçeklerle dolu bir dalı
Kokluyorsun.
Hayat kokusu, bahar kokusu, rahmet kokusu
Çiçek vazifesini yapmanın mutluluğunda;
Daha bir keyifli elvan elvan kokusu ile sarıyor ruhunu
Çıkartıp atıyor üzerine giyindiğin karamsarlık giysisini.
"Bak!" diyor sana,
"Daha kısa bir süre öncesine kadar
Kurumuş, tükenmiş bir kış dalıyken
Rahmet yağmurları geçti üzerimden.
Umutsuz olmadım, haktan ümidimi kesmedim
Yeni bir baharın koynunda yeniden doğarken,
Sana, seni hatırlatıcıyım.
Gör beni! Beni çiçeklerle bezeyeni;
Beni tükenmişlikten bir gelin teline döndüreni….
Tuttuğun dalın altında
Hemen bir ümit armağan et gönlüne!
Yaşamın iç kıpırdayışını hisset!
Hadi, bittiği yerden nasıl olsa başlarız
Bir leylâk bana neler neler anlattı de!
Bir nazar et kendine, yaratılmışın aynasından,
Meleklerin uzattığı eller ile tutun hayatın ipliğine!
Hayra yormak istediğin düşlerin izlerine tutun!
Mutluluğun eşkâli çizilsin göz pınarlarına!
Gökyüzüne baktığın her an;
Umutların hatrına damlayan rahmet,
İzin ver öpsün gözbebeklerinden!"
Perihan TUNÇOK
ESMİZE
5.0
100% (11)