4
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1673
Okunma
.
ne kendinsin ne kendinde
zamanın yatağına usul usul uzandığında
görünmez döngüler yerleşir de boşluğa
sıkıca mühürlenir geçmiş bir rüya
gölgesi bedeninde gezgin ruhlu
suskun bakıyor yansıması kayıp aynalar
düşlerin ucuna kurulmuş uçarı salıncaklarda
rüzgara kapılan sancılardı
bulantısı baş döndürücü
dengesini yitirmişti gri gökyüzünde
tüm ışıkları kapattı soğuk labirentler
her döngüsü birbirine yabancı
ve beklenmeyen misafirler
mor yüzlü belirsiz siluetler
suskun kimsesiz kimseli
acılarıma değen soğuk eller
beyaz bir dua isteyen çaresizliğim
kilitli avuçlarında arıyor b/seni
gece ile gündüz seviştiğinde
örtüşünce suskun vakitler mevsimle
görülmemiş renklerle duvarları boyadığında
mutluluk tuğlaları örmeye çalışan melekler
bir kaos ertesi
ne kendinsin ne kendinde
deli gülüşler yerleştiğinde dudaklarıma
şaşkın alaylı bakan yüzler belirdi kapımda
soğuktu yapışmıştı gözlerime buğulu ayna
kaybolduğunda yüzüm yansımada
kesti saçlarımı bir makas
parça parça düştü bulutların üzerindeki ayaklarıma
zehirli sisler soludu mor dudaklarım
kendine ağır kendinden uzakta
doğdukça doğuyor bitmeyen boyutlar
kimim ben sorgusunda dağılmışken dünya
ölümler yazan bir çocuğum
ve kime yazsam_ yaşamalısın diyen BİR sen
öğreniyordum sonsuzluğu
sanki göz açıp kapayana kadardı zaman
sonsuz andı kendine kalan
şimdi
büyülü sulara kapılan tenimde yüzüyor yaşananlar