6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1265
Okunma
Kayıp kayıp gidiyordu uslanmaz bir yunusun sırtında.
Anıların hor baktığı, yazılmamış hayallerimiz
Akıl erdiremediğim, bizi bizden uzak tutan,
Dağılan bir kuşak gibi yıldızların yok olduğu
Fırtına sonrası ölü dalgalar yaktığında içimizi
Pul pul iniyordu kirpiklerimden zaman zaman
Orada, burada unutulmuş bir kadın ve bir çocuk hayaleti
Dere yatağında nutuk atarken baykuşlar
Sürüklenip siliniyordu gözlerimden.
Sen ki; tutamazsın sivri dilini şair.
Tutamazsın, çünkü içindeki yüzlerce çiçek
Utanç verici sabahlara doğru
Savunmasız yürüyecek pamuk ipliğinde az sonra.
Bir işaret levhası için birkaçının ölmesi mi gerek?
Dinleyin… Henüz bitmedi sözlerim
Geri sayıyorum bütün bir ömrü, hepsi ama hepsi
İnişe geçiyor damıtılmadan dizeler gibi
Sesleniyorum, herkes sesime sağır, bakmazlar
Tırnakları sökülüyor ruhumun, çırpınıyorum
Ölüm kol gezerken her köşesinde sokaklarımın
Sorarım bu kaçıncı döşenişi eskitilmeden?
Tek dokunuşta çöküyor kaldırımlar
Sokaklar balçık denizi, adresi belirsiz kurşunların
Usancı, bıkkınlığı, çaresizliği yaşıyor herkes
Uyandırıyoruz sırtlan gülüşünde okyanusları…
Kim çağırdı çekirge kuşunu otağımıza?
Hangi diken dağıttı güllerimizi bilmem ki?
Isıtıp ısıtıp önümüze serdiler çürümeye yüz tutmuş nefesleri
Her gün yeni bir denklem ve düzmece raporlarla
Korku ordusu yaratıldı içimizde.
Dinleyin… Henüz bitmedi sözlerim
Hapis kaldı aylak düşlerimde tüm umutlar
Saklı bir yıldız gibi sabrım da, inancım da
Bir başka gezegenin karanlık odalarında
Yoldan çıkmış, sendeliyordu ağır ağır ışıklar gibi
Şimdi bütün yıldızlar kayak yapıyor yokuş aşağı.
Gökyüzü soluk mu soluk, sesim ezelden yorgun
Ömrü acılarla dolu bu şehrin, bir derin
Bir karanlık yalnızlığında çaresizim.
Biz acılara değil, yaratanlara şaşarız.
Onlardan öğrendik en akılcı öğütleri.
Bata çıka yürümeyi, gömülmeyi diri diri
Yıldızları saklı kentin kanatları altında…
5.0
100% (4)