Güneşli ama soğuk bir kuşluk vakti,
Karanlıktı bizim için
Arkadan inen bulut
Öbür tarafta işler nasıl?

İyisin güzelsin de,
Çok gevezesin ey matemli kumru!
Nereden bileceksin sen yalnızlığı?
Açılmayan geceleri nereden bileceksin?
Bu masa dört kişilikti, doldu.

Masam ki gerçekte var olmayan,
Yokluğu tescilli
Ölü gözlerle dolu
Bir yamyamın iniltili çığlığıdır.
Sürek avı ya da sonsuzluk gibi
Kaldırın tabakları, gözüm görmesin.

Suçlayamam
Ne ellerimi, ne de ayaklarımı
Herkes keyfince yaşarken
Mavi sulara gömülmek dururken
Gitmek de var, kalmak da
Bir küçük su birikintisi
Uçsuz bucaksız okyanusken sinek için

Sus ey kumru!
Bu masa dört kişilikti, doldu.
Bir kıyamet vahşetinin yaşandığı
Yağlı tabaklar, lades kemikleri
Sarmaşıkla örtülü bir duvarın arkasında
Bilirim karanlığı yağmalamaktasın.