3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1283
Okunma
Sana mızrak, bana gülle ile vuran sancı
Derin dalgalarla vuruyordu içimizi
Gözlerin ruhumun kırık güvercini
Bedenin ellerindeydi neşterin, aynı kederle
Ve aynı zulmü paylaşan onlarca yüz
Saf tutmuştuk koridorunda hüzünlerin.
Belki bir umut diyorduk ey hayat!
Belki bir umuttu sır gibi sakladığımız av mevsimi
Kanımızı donduran, dolanıp duran kaplan sırıtışıyla
Ve nerede duracağı belli olmayan, ya da kime vuracağı
Kara bulutlar gibi geziniyordu yanı başımızda
En sıcak, en ölümcül gününde ağustosun
Hüzzam ninnilerle avunuyorduk.
Uçuşuyordu bomboş hayaller ve manasız sözcükler
Yüzleşirken kim bilir kaçıncı kez anılarımızla
Her açılışında demir kapı ya hüzün
Ya da sevinç çanlarıyla aldatıyordu içimizi
Alışılmadık kum saatiydi uzaklaşan ümitlere gün
Mırıldanışlar, korkulu bulutlara üflenen dualar
Ve yüreğimize akan cemrelerle, düşüyorduk.
Aynı dilek ve aynı umutlarla yakınan göz pınarlarımızdan
“Acı, hüzün ve mutluluk birbirine karışıyordu ameliyathanenin bir açılıp bir kapanan kapısı önünde. Herkes kendi kıyısında, anılarıyla yüzleşiyordu. Bütün bakışlar korkulu, bütün gözler kendi karanlığında boğulurken; saatler kum saati hızında ve asırlar kadar sandığımız zaman, sadece beş dakikaydı. Kırk yıllık dost gibiydik hiç tanımadığımız insanlarla. İçlerinden biri; “geçmiş olsun, nesi var hastanızın” dediğinde ona bütün ruhumuzla sarılıp, dostluğunu, yakınlığını büyük bir sevinçle karşılıyor, hüznün yuvalandığı gözlerden medet umuyorduk. Ağır, demir kapının her açılışıyla gözler o yönde odaklanıyor, beyaz gömlekli görevlinin getireceği müjdeli haberi kendimize yorarken; o an, uzak ve tedirgin bakışlarla ve sedyeyle önümüzden geçen solgun yüzü izliyorduk. İster çocuk, ister yetişkin olsun, uyku ile uyanıklık arasındaki hastanın “Anne!” diyerek inlediğini görüyorduk her defasında. Sanki içerdeyken kendi aralarında sözleşmişler gibi… Hüzzam koridorları “Anne” sesleriyle uyanıyordu hüzünlerinden. Yıldızlar safta toplanıyor, Ay gülümsüyor, Güneş bütün ışıklarını göndererek değiştiriyordu çehresini bütün yangınların…
Islak bir mendilin arkasına saklanıp,
Buharını soluyorduk ıssız ve karanlık dehlizlerin
Belki doğurmak için yeniden rengini hayatın
Belki değiştirerek vedalarla, ya da kırarak
Hüzzam koridorunun uslanmaz zincirlerini
5.0
100% (3)