1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1249
Okunma
Eş zamanlı başlıyor yolculuk
Dıştan içe,
İçten dışa doğru....
Bitişte acılar düğümleniyor boğazıma...
Bir akşam üstü, boğazın mavi sularında gülümseyerek batan güneşin vedasına doğru düğümleniyor....
Hiç çözülmemecesine....
Eş zamanlı başlıyor yolculuk
Yürürken adımlar birbirine dolaşıyor...
Hayatın kokuları birbirine karışıyor....
Sonunda içinde varolduğumuz gerçeklik,
Mavinin pembeyle seviştiği bir düşten ibaret...
Korkularımız sıkıca örterken üstümüzü
Sebeplendiğimiz düşleri naftalin kokusuyla kardeş çekmecelerde saklıyoruz
Hiç yorulmadan mutsuzlukları iliştiriyoruz saçlarımıza....
Eş zamanlı başlıyor yolculuk
İçimiz büyürken,
Dışımız küçülüyor
Büyük adımları küçük hayatlar içine sıkıştırmaya çalışırken,
Biz de küçülüyoruz bir masaldaki gibi...
Sonunda;
‘... avucumun içi benim ülkem,
parmak uçlarımda yok oluşlarım
ve umudum hangi parmak boğumunda böyle??
Sakla beni....
Sakla n’olur yitiyorum;
Düşte miyim, yoksa gerçeklik mi beni böylesine boğan????’
Diye diye yalnızlaşıyorum(z).....
Öyle mi??
Ayşegül Metin