ben senin için ölmeyeceğim
kin tohumları saçılmış tüm yeryüzüne
özgürlük ve özgürleştirme uğruna
meyveleri toplanıyor
ve hasat ediliyor ölüm
bombalar patlıyor memleketlerin başkentlerinde
ocaklar sönüyor, birer birer canlar düşüyor
yüzlercesi ölüyor parçalanarak insanların
karışıyor cesetler birbirine
vaveylalar azmana ulaşıyor
ve haber ajanslarında
magazin haberlerinin ardından
iki satırlık haber oluyor ölen insanlar
ve alışmışlığın rahatlığıyla
gülerek izliyor insanlar
azmanlara ulaşan vaveylalar
insanların yüreklerine ulaşamıyor …

ben senin için ölmeyeceğim
cehalet tohumları saçılmış memleketime
sorumsuzluk canlar alıyor
ve insanlarımız ölüyor.
günlerdir uyumamış bir şoförün
özleminden kavrulmuş yüreğini
yatıştırmak adına kapamış gözlerini
son virajı alırken insanlar ölüyor
vuslat için çıkılmış yollarda
lağım çukurlarına düşen çocuklar ölüyor
memleketimin şehirlerinde
ocaklar sönüyor
sorumsuzluk ve cehalet girdabında
amacına ulaşılmamış ölümler yaşanıyor
yüreklerimizi dağlamıyor ölümler
ve ateş düştüğü yeri yakıyor
insanlarımız ölüyor
vaveylalar azmana ulaşıyor
ulaşamıyor yüreklerimize
vurdum duymaz ölümler yaşanıyor memleketimde

ben senin için ölmeyeceğim
her ölüm bir mesaj olmalı
geride kalana
senin için ölürsem
sana ulaşmayacak
anlaşılmayacak ölümüm
heba olup gidecek atılan tohum
anlaşılmaz bir ölüm yaşanacak
yüreğine ulaşmayacak mesajım

ve ben
seni seviyorum demeyeceğim
günü çıkarmaz oldu sevdalar
aşk denince artık anlaşılan
bedenden alınmış olan hazlar….

ben senin için ölmeyeceğim
ve ben
seni seviyorum demeyeceğim
ben senin için
fedakarlık tohumları
atacağım yüreklere
umutla bekleyeceğim
yeşermesini…
ve yaşayacağım
senin için…